KAÇINCI BOYUTTAYIZ

http://www.dunyaana.com/images/muharrem%20gk%205.jpgBoyut kelimesini boyut kavramını yalnız maddesel alanda kullanabiliriz. Ruhsal alandaki bir boyuttan bahsedemeyiz. Maddenin şekillenmiş halinden en, boy, derinlik çıkar;  yoksa bunların her biri birer boyut değildir. Nerede madde veya maddenin değişik halleri varsa orada en boy derinlik denilen maddenin üç değişik biçimi vardır. Tek bir noktadan türemiş üç biçim, birbirinin üzerine kurulu, birbirine bağlı üç ayrı form.  Nerede bir form bir şekil varsa orada madde var  demektir, maddenin bir hali var demektir. Astral  seyahat de  maddeyle ilgili bir tatbikat şeklidir. Yoksa, orada dördüncü boyuta çıkıp ta üçüncü boyuta geri inmek gibi, bir durum  yoktur . Katı maddeyi bırakıp incesiyle iş yapmak gibi de düşünülebilir.  Bizim, maddeye ve maddenin değişik hallerine bakış açımızı değiştirmekle  onu dördüncü boyuta çıkarmış olmayız, o neyse odur. 

Bizler düşünürken dahi  ya şekilleri hareket ettiriyoruz veya şekillerin miktarını, rakamları işleme sokuyoruz. Yani maddenin özellikleriyle hemahenk olmuş, onunla oynuyoruz.  Onun dilinden konuşuyoruz. Bu düşünce yapımızla, bu şuur halimizle dördüncü boyutun nasıl bir yer olduğunu oradaki hayatı ve oluşumu anlayamayız. Galaksimizdeki ve diğerleri, bütün yıldızlar maddenin bu özelliğine, en boy ve derinliğine sahiptirler, üç boyutludur deriz. Bazı gezegenlerdeki maddelerin esirleri, daha seyreltilmiş olanları, daha inceleri de katılarıyla birliktedir.

Bazı varlıklar bu maddelerin biz göremeyiz ve o gezegende hayat yoktur deriz, halbuki vardır. Aynı şey diğer gezegenler için değil, dünyamız içinde geçerlidir. Burada da, göremediğimiz ama maddenin bir halini bir çeşidini kullanan varlıklar var. Uzağa gitmeye gerek yok insanın nerede olduğunu görmesi için bakmasını bilmesi kafidir. Maddenin formundan kurtulan varlık üçüncü boyutu atlamış demektir…

Muharrem Gök