RUHÇULUK KAVRAMLARI ÜZERİNE SORU VE CEVAPLAR

Share

SORU: Ölüm nedir?
Ölüm, fizik beden ile ruhsal bedenin(yüksek benin) birbirinden ayrılmalarıdır. O, bir bakıma, daha süptil bir ortama geçiştir.

SORU: Bunun sonucunda ne olur?
Fizik beden değişir, çürür ve aslına döner (topraklaşır). Ruh ise(astral beden halinde, dünyanın spatyomunda – ahirette / öte alemde belirir; daha doğrusu dünyasal bağlardan kurtulmuş olarak özgürleşir.

SORU: Biz ruhları niçin görmüyoruz?
Çünkü, biyolojik duyu organlarımız ruhu algılamaya elverişli değil.aynen, havayı görmediğimiz ama onun içinde yaşadığımız gibi ve onsuz olamadığımız gibi...

SORU: Tüm bunları nereden öğreniyoruz?
Ruh dostlarımızın verdiği bilgilerden. Bazı dostlarımız biyolojik bedenleri terkedip, öte aleme geçtikten bir süre sonra (medyomlar aracılığıyla) yeniden bize dönerek iletişim kurarlar, çeşitli şekillerde kendilerini kanıtlar ve öte alem hakkında oradan (içinde bulundukları ortamdan) bilgiler aktarırlar. 

SORU: Fizik / biyolojik bedenini terk etmiş ruh varlığı kanıtlanabilir mi?
Evet. Geçmişte ve halen yapılmakta olan ruhsal (ve hatta bir kısım parapsikolojik) araştırmalar bunun kanıtlarıyla doludur.

SORU: Bunu kanıtlayan başka şeyler var mı?
Evet, pek çok... Spiritzm (deneysel ruhçuluk) ve felsefi ruhçuluk tarihi bunun kanıtlarıyla doludur.Bu araştırmacıların arasında nöbel ödülü almış değerli bilim adamlarının da bulunduğunu bugün memnuniyetle anımsıyoruz. Hala kanıt arayanlar varsa, onlara deneysel ruhçulukla ilgili literatürü incelemelerini öğütleriz.

SORU: Bunlar mucizevi şeyler değil mi?
Hayır. Her şey doğa ile uyum halindedir. Mucize ya da ‘supernatural’ diye bir şey sözkonusu değildir. Çünkü, fizik ötesinde geçerli olan yasa burada fizikte de geçerlidir. 

SORU: Tekrardoğoşta korkulacak bir şey var mıdır?
Tekrardoğuşta korkulacak şey olamaz. Tekrardoğuş, bir önceki doğuş kadar doğaldır.

SORU: Ruh, “ö l ü m” denen değişimden etkilenir mi?
Ölüm, değişimden çok bir gçişin adıdır ve bu geçişten ruh (yani, asıl kendimiz) etkilenmez. Ruh için ‘ölüm’, başka bir ortama (öte aleme) doğuştur. Birini dünyaya uğurlamış olan dostlar, orada (öte alemde) onu yeniden karşılar ve yeni yaşamına uyum sağlamada yardımcı olurlar. 

SORU: Genç yaşta mı, yoksa ileri bir yaşta ölmek mi daha iyidir?
Doğa yasalarına göre insan, yaşlandıkça, olgunlaşmalı. (Bedenden / dünyadan) ayrılış çok tedrici (gradually) ve çok güzel bir şekilde gerçekleşir. Aynen, bir meyvenin olgunlaşıp, üzerinde yetiştiği ağaçtan toprağa düşmesi gibi...

SORU: Bu durumla ilgili olarak ruh dostlarımız ne diyor?
Hemen hemen tüm ruh dostlarımızın bu konuda söylediği şey şudur: “Bedenli yaşamın derslerinden tam deneyim elde etmeden öte aleme buraya geçtiğiniz zaman; bu, buradaki bizler için büyük üzüntü nedenimizi oluşturur...” 

SORU: Ani ve dehşet verici ölümlerden ruh nasıl etkilenir?
Bu şekilde beden terkedişler bize ne kadar üzücü görünse de, bunların ruhun üzerinde sürekli etkisi yoktur. Biyolojik beden atomlarına ayrılıp, desintegre olsa da, ruh bundan zarar görmez. Ruh her türden fırtınayı hasarsız olarak atlatır ama olan, fizik bedene olur.

SORU: Spatyoma geçmiş bir varlık ile çevresi arasındaki ilişki nedir?
Öte alem gerçek bir yoğunluk ortamıdır ve aslında orası dünyadan da daha gerçek bir ortamdır.Dünya da bedenli varlığın çevresiyele ilişkisi neyse, spatyomdaki bir “bedensiz”in de çevresiyle ilişkisi öyledir. Burada “bedensiz” sözcüğü mecazi anlamdadır. Ruh varlığı hiçbir mekanda (yoğunluk ortamında) “bedensiz” bulunamaz. Buradaki “bedensiz” sözcüğü, ‘dünya bedeninden yoksunluk’ anlamındadır. 

SORU: Dünya yaşamının spatyom yaşamıyla ilişkisi nedir?
Bir enkarne varlığın dünya yaşamını değerlendirme şekli v dünya yaşamında elde ettiği içsel gelişim başarısı, onun; öte alemdeki durumunu belirler. Yani, spatyom / öte alem yaşamımızı dünyada hazırlarız. Bu nedenle, “Dünya ahiretin tarlasıdır.” Denmiştir.

SORU: “Bedensiz” varlıkların öte alemdeki yaşamlarında genel deneyimleri nedir, yani orada olmakla ne elde ederler?
Dünya yaşamında edinilen idraklenme birikimi (şuur), dezenkarna varlığın öte aleme aktardığı biricik birikimi ve gerçek kazancıdır. Bu birikim ile varlık, birikimine birikim katarak, bedenli / “bedensiz” yaşamlar boyunca tekamül yolunu sürdürür gider. 

SORU: Küçük yaşta, çocuk iken bedenini terk eden varlıklar da yetişkinler gibi aynı değişimlerden geçer mi?
Evet, çocuk olarak ölenler için de aynı değişim söz konusudur. ‘Ölüm’ dediğiniz geçiş ruha dokunamaz, onu etkileyemez. Ölüm, biyolojik bir yapıdan başka bir şey olmayan dünyasal beden içindir. 

SORU: Çocuklar dezenkarne oldukları zaman, spatyoma “çocuk olarak mı oraya adımlarını atarlar?
Evet. Bedenini terk eden her varlık spatyomdaki yaşamına, dünyada bıraktığı yerden başlayarak devam eder.

SORU: Çok küçük hatta bebek yaşta ölenler orada yardımsız / çaresiz kalmaz mı?
Hayır, kalmaz. İyi ve sevgi dolu dostlar hemen onun çevresini sarar ve onun o andaki gereksinimlerin ve ortama uyumla ilgili sorunlarını karşılamak üzere yardımına koşarlar.Dünyaya yeni doğan bir bebek için çevresinde nasıl bir çok ilgilenen ve yardım eden varsa, spatyoma yeni doğan biri için de aynı yardım ve ilgi, hem de daha kaliteli ve süptil bir düzeyde söz konusudur. 

SORU: Bu dostlar kimlerdir?
Eğer bir kimsenin annesi kendisinden önce öte aleme (spatyoma) geçmişse, büyük bir olasılıkla anne onu (çocuğu ya da genci) karşılar.ama eğer bu durum tersine ise, çocuklara karşı sevgi ile dolup taşan bir varlık bu görevi seve seve üslenir. 

SORU: Bu ruhsal rehberler, iyi nitelikli varlıklar olmalarına rağmen; bu konuda yeterince becerikli olamayabilirler mi, yada herhangi bir ihmal / görmemezlikten gelmek vb. gibi bir durum ortaya çıkması söz konusu olabilir mi?
Dünyada bedenini terk edip, öte aleme geçen bir çocuk (ya da ebebek9 için orada onu karşılayanın bulunmaması ya da çocuğun anlayışsız bir varlığa teslimi diye bir durum söz konusu olamaz. Dünyada sık sık gördüğümüz böyle beşeri bir aksaklık şöyle dursun, bedenini terk etmye karar vermiş ve bunun hazırlıkları içinde bulunan bir varlık ile daha dünyada iken, dünyasal ömrünün son zamanlarında (aylarda, haftalarda) ilgilenilmeye başlanılır. 

SORU: Bu “ruhsal anne” ya da rehber, çocuk ile ne yapar?
O onu alır ve kendi ruhsal evine (daha iyi bir ifadeyle, onun durumuna en uygun bir ortama) götürür. 

SORU: Onların evleri ya da orada bulundukları ortam nasıldır?
Size bunu anlatabilmek için, “...gibi” diyebileceğimiz bir ev yoktur dünyada. Bu kadar güzellik, sıcaklık ve parlaklık dolu bir yuva yoktur dünyada. Bu nedenle, böyle bir yuvayı sözcüklere dökmeye çalışmaktansa, onu zihinde canlandırmaya çalışmak, gerçeğe daha yakın bir sonuca götürebilir sizleri...

Kaynak: PSYCHIC NEWS

--- O o O ---

SORU: Herkes şifa yapmayı öğrenebilir mi?
Evet, bu olasıdır. Sevgi tüm şifa etkinliklerinde harekete geçirici bir güçtür. “Ruhsal şifacılık” medyomluk türlerinden biridir. Ruhsal şifa medyomluğu, iyi bir ruhsal şifa medyomu yanında uygulamalar yapılarak, öğrenilebilir.Daha başka ruhsal yeteneklerinizin de ortaya çıkmasını isterseniz, bizim Derneğimiz gibi bu konuda etkinlik gösteren kurumlara baş vurabilirsiniz. Bunlardan ayrı, olarak şifa sanatları konusunda olabildiğinde iyi kitaplar okumanızı öneririz.

SORU: İnsanlara karşı duyduğumuz sevgi iyi bir şifacı olmamızı kolaylaştırır mı? 
Karşılıksız sevgiyi sunma kapasiteniz size her konuda başarı sağlayacaktır ama, iyi bir ruhsal şifacı olabilmeniz; bu sevginize, ruhsal dünya ile uyumlu bir bağlantıyı da eklemenize bağlıdır. Ayrıca,her sorumlu şifacının öncelikle bilmesi gereken ders beşer bedenini anatomisidir. Bu konuda gayet güzel hazırlanmış, herkesin anlayabileceği anatomi kitapları bulunmaktadır.
Şifacı olmaya karar verdikten sonra da, her şeye rağmen, hastanızla ilgili çok özel ayrıntılara girmemeye özen göstermelisiniz. Kendisi anlatmadıkça, bu alana pek göz dikmeyin. Unutmayın ki, sizin şifacılıkla ilgili rehberiniz hastanızın ne gibi sorunları olduğunu, hastanızdan daha iyi bilir.

SORU: İyi bir şifa kanalı olmaya nasıl hazırlanabilirim?
Şifacının kendisi özellikle; sadece bedenen değil, zihnen ve psikolojik olarak da çok sağlıklı olmalı. Şifacı ancak böyle bir safiyet ve sadelik içinde olduğu zaman, süptil tesirleri alarak, hastaya aktarabilir. İdeal olan budur, ama tam sağlıklı olmadan çalışan medyomların (örneğin, Ted Serios) bulunduğunu da biliyoruz. 

Bir zamanlar bir şifacının hastası şunları söylemişti: “Benim şifacım sigara ve alkol kullanıyor ama son derece başarılı bir kanal, çok iyi sonuçlar alıyor.” Buna yanıtımız şudur: Eğer o şifcı sağlık yasalarıyla uyumlu olursa, daha da başarılı olacaktır...

Kadim (çok eski zamanlara ait) ezoterik bilgilere ve uygulamayla edindiğimiz deneyimlere göre, ölü et (yani, ölmüş / öldürülmüş hayvan cesedi) bol miktarda toksin, insana zararlı bazı hormonlar ve kimyasallar ile öldürülürken (kesilirken) deneyimlediği ve tüm hücrelerine sinmiş olan korku ve dehşet titreşimleri içerir. Bu negatif enerji ve etki etlere sinmiş olarak kalır ve bunları yiyen tüketiciye de aynen geçer. 

Bu anımsatmalardan sonra, et ve et ürünlerini beslenmenizden kaldırmaya karar verdiğiniz zman, dikkat edeceğiniz biricik şey B-kompleksi vitaminleridir. Çünkü, B-kompleksi noksanlığı sinir sisteminizi olumsuz yönde etkiler.
(Kaynak: THE POWER OF YOUR SPIRIT, S.O’Brien)

--- o O o ---

Okuyucu Sorularına
Kısa Kısa Yanıtlar
SORU: Kristallerle şifa, bir ruhsal şifa gücü müdür yoksa bir manyetik enerji midir? 
Kristallerle şifada, şifanın bireysel manyetik enerjisi değerlendirilir. Ama spiritüel enerjiler de şifacı ve kristal aracılığıyla hastaya aktarılır. 

SORU: Herkes bunu başarabilir mi?
Evet. Kristaller sizin doğal şifa güçlerinizin açığa çıkmasına yardımcı olabilir ve bu şekilde siz de bu güçlerinizi belli bir amaca yönlendirebilirsiniz. Kristaller, psişik şifa enerjisini başkalarının rahatsızlıklarına ya da doğrudan kendinize kanalize etmekte size yardımcı olabilir. 

SORU: Bunun mekanizması nedir?
Kristaller milyonlarca yıl önce dünya toprağının altında yüksek ısı ve basıncın etkisiyle oluştu. Şimdi kristallerin yaydıkları dalgalar sizin süptil bedenlerinizin titreşimlerini etkileyebilir.Bu olumlu etkileşim de sonradan fizik bedeninize yansır.

İnsanlar (ve hayvanlar) çevrelerine kendi yüksek titreşimli enerji alanlarını sürekli yayar durur. Bu alanın yaygın olarak bilinen adı “aura”dır. Kristallerin ve öteki değerli taşların da böyle yüksek titreşimli yayınları vardır. İşte kristallerin (ve öteki değerli taşların) bizlerden yayılan bu alansal titreşimi yükseltme (amplify) özelliği vardır. Biliyorsunuz, fizik dünyada atom düzeyinde her şey kıpır kıpır hareket halindedir. Fiziksel nitelikte olan herhangi bir şey, titreyip duran enerji partiküllerinden oluşmuş bir topluluktur. Elinizde tutmakta olduğunuz şu dergi bile...

Durum böyle olunca, kristalleri (ya da amacımıza göre herhangi bir değerli taşı) kullanarak hastanın aura alanındaki titreşimleri harmonize edebilirsiniz. Bu harmonizasyonun; spiritüel , mantal ve emosyonel ve hatta fizyolojik yansımaları elbette ki olacaktır. Bir kristalin / değerli taşın rengi ile titreşiminin yüksekliği arasında doğru orantı vardır. Açık renkli kristallerin titreşimleri, (koyu renklilere oranla) daha yüksektir.

SORU: Şifacı iletgenler olarak değerli taşlar nasıl kullanılır?
Spiritüel bedenlerinizin titreşimini yükseltmenin en kolay ve pratik yolu gün boyunca yanınızda kendinize uygun bir kristal taşımaktadır. Belirli değerli taşları avuçlarınızın içinde çevirmenin de size stres giderici ve rahatlatıcı bir etkisi olacaktır. Bu uygulamalarda, kullandığınız değerli taşın sizin auranıza uyumlandığının belirtisi, onun ısınmasıdır; ısındığı zaman, sizin aura titreşimlerinize uyumlanmış demektir. 

Değerli taşlardan daha uzun süreli yarar sağlamak isterseniz kendinize uygun (*) taşı gece 
uyumadan önce de yastığınızın altına / içine yerleştirmektedir. Ama unutmayın ki, bazı değerli taşların titreşimsel etkisi uykunuzu dağıtacak kadar güçlü; ya da size uygun olmayabilir, buna dikkat etmek gerek. 

Belli bir amaç için bir kristal kullanacaksanız, sizi en çok cezbeden renkte olanı seçin, sonra yarı karartılmış sessiz bir odada uzanın ve gevşeyerek birkaç kez derin nefes alın. Bundan sonra, o değerli taşı, vücüdunuzun neresini etkilemesini istiyorsanız oranın üzerine koyun. (Örneğin, çakraların aktivasyonu böyle yapılır. 10-15 dk. Kadar böylece kalırken, kullandığınız değerli taşın olumlu etkilerini düşünün. Bu pozisyondan çıkmadan önce de birkaç kez derin nefes alın ve günlük / rutin yaşayışınıza dönün.

Bireysel manyetik şifa enerjilerinizin yükseltgenmesi (amplify) için bir değerli taşı ya da kristali kullanırken, zihninizi sakinleştirin, süjenizi ve sizi birlikte saran psişik yaşam enerjisi “bulutlarını” zihninizde canlandırın ve kristal ile yükseltgenmiş manyetik şifa enerjinizi ona yönlendirin. Bunlara dikkat ederek, değerli taşlarınızı  
.........................................
(*) Her değerli taşın birey üzerindeki etkisi başka başkadır. Her taş değişik amaçlara yönelik olarak kullanılır. Her şeyden önce bu amaçlarla kullanacağınız taşın size uygun olması gerek. Genellikle ilk bakışta (satın alırken) beğendiğiniz taş size, büyük bir olasılıkla uygundur. Ayrıca, bir değerli taşın temizlenip, belli kullanım amaçları doğrultusunda programlanması da sözkonusudur.

Share

Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.

Copyright © Dünya Ana