MUKADDERAT VE İCABAT - Dr. BEDRİ RUHSELMAN - BÖLÜM 7

http://www.dunyaana.com/images/bedri%20ruhselman%201.jpgİLAHİ İRADE KANUNLARINDAKİ KATİLİK VE DEĞİŞMEZLİK

İlahi irade kanunları değişmez ve katidirler. Allah'ın iradesinin tezahürleri hiçbir tesire tabi olarak istikametlerini değiştirmezler. Ve aksi istikamette hiçbir iradenin ve hareketin onlar üzerinde müessir olabileceği de düşünülemez. Zira böyle bir düşünce, her şeyden evvel Ondan daha üstün ve müessir bir kudretin mevcudiyeti vehmine kapılmış bulunmanın bir ifadesi olur. Saniyen bu hal, Allah'ın mutlak ismi ile telifi kaabil olmıyan bir durumu meydana getirir. Mutlak ismile kendisine tapılan Kudretin ismindeki azametin en küçük ve beşerin ancak anlamağa yaklaşabileceği bir zerresinin manası üzerinde durabilecek kudreti gösterenler, ilahi kudretin tezahürü olan faaliyetlerin; alelade bir insanın, bir varlığın ve herhangi bir mahlukun faaliyeti gibi zamanla, mekanla, hadisatla mukayyet olmayacağını az çok takdir etmeğe çalışır.

Ve bunda muvaffak olabildikçe görür ki Allahın iradesile tecelli eden bir karar bugün, dün, yarın veya herhangi bir ezelde veya ebette başlamış veya sona ermiş değildir ki bir değişme, bir başkalaşma, bir yeniden olma gibi zamanla kaim nisbi ve izafi illetlerin zebunu olsun!...Ne ebede, ne ezele ve ne de herhangi bir zaman mefhumuna girmiyen ve böyle kayıtların üstünde bulunan ve hatta bu kayıtları da yaratan ilahi iradenin yaptığı bir işin değişmesi, yani zaman mefhumuna tabi sayılması nasıl mümkün olur ve buna kim cüret edebilir?

Binaenaleyh, çok kısa bir aciz insan görüşü ve düşüncesi ile ilahi irade kanunları hakkında ancak ve bittabi çok noksan olarak şu kadar düşünebiliriz: Bizim ancak zerre bezerre anlamağa ve öğrenmeğe efal ve harekatımızı ona göre ayarlamağa çalıştığımız sonsuz ilahi irade kanunlarının icapları, bütün bu namütenahi tecelliyatına rağmen, başlangıcı ve sonu bahis mevzuu olmıyan kainatların da nizam ve ahenginin ve yaratılışlarının temininde hakim ilahi irade kudretinin bu sonsuz kainatlar içinde bizim kainat dediğimiz gene bir sosuzluk mefhumunun ifade ettiği meçhul alemimizin hissesine düşen belki en küçük bir zerresi halindeki tezahürüdür.

İlahi irade kanunlarının şaşmazlığı ve değişmezliği hakkında bizim bu düşüncelerimizi bütün yüksek ruh alemi, bütün oradaki üstatlarımız çok kıymetli tebliğlerile tasvip ve tahkim etmektedirler. Büyük dostumuz Kadrinin aşağıdaki tebliğini okuyan sevgili dostlarımız bu fikrime hemen hak vereceklerdir:

KADRİ : Ocak 15, 1947

<< Varlıkların takip ettikleri bir takım kanunlar ve nizamlar vardır. Bunlar adeta bir ders programı şeklinde ve birbirini müteakip yapılması hazırlanmış bir halde ve muntazam olarak cereyanı temin edilmiş bir vaziyettedir. Ne olursa olsun, bu programda hiçbir şekilde fedakarlık icrasına imkan ve ihtimal mevcut değildir. Bazıları buna tabiat kanunu derler. Fakat muhakkak ve hakiki olan bir şey varsa bu, aksamadan cereyan eden bir harekettir. 

<< İşte bütün alemler bu nizama tabi olarak daima kolaydan güçe doğru birtakım terakkiler göstererek akıp gitmektedirler. Bu şekilde muntazam bir tarakki ve inkişaf, varlıkların yükselmelerini ve alemlerin nizamlarını meydana getirir. >>

Neo-Spiritüalizma anlayişine göre mukadderat bahsini biraz daha izah edebilmek için ilahi irade kanunlarının bilhassa bu değişmezliği üzerinde durmağı faydalı gördük. Filhakika bu kanunların katiliği ve hiçbir sebep altında hiçbir inhiraf kaydetmeyişi karşısında irademizin oynadığı ve oynıyabileceği rolleri de bir az sonra araştırmakla mukadderat bahsine ait hakikatlere daha iyi nüfuz edebileceğimize inanıyoruz.

BEDRİ RUHSELMAN