RUYALARIN DİLİ

Rüyalarımızı şöyle sıralayabiliriz..Gelecekten haber veren rüyalar geçmişimiz ile ilgili rüyalar ve yaşadığımız günün etkisinde kalınıp görülen rüyalar.Her gece rüya görürüz fakat hatırlayamayız..Hatırladıklarımız bizde etkisi kalan rüyalardır. Bununla birlikte yaşadığımız günün stresi ve zorluklarının veya o gün için yarım kalan bir işin ya da canımızı sıkan bir olayın bilinçaltından rüyamıza aktarılması mümkündür. Gün içindeki bu olayların zorluğuna ve bizi etkilemesine göre de gece rüyamız kâbusa dönüşebilir.Geçmiş ile ilgili görülen rüyalar daha önceki enkarnasyonlarımızdan olabileceği gibi o anki bulunduğumuz yaşımızdan geriye doğruda olabilir. Bu rüyalarda gidilen, görülen ve bulunulan yerler genellikle daha önce gidilmiş görülmüş hissi verir.“Ben burayı bir yerden hatırlıyorum” duygusu rüyada, eğer unutulmasa uyandıktan sonra da yaşanabilir. Etkisinde dahi kalınabilinir. Aslında bu tip rüyalar “haberci” rüya olmasalar bile geçmiş ile ilgili görülen rüyalardan daha önceki enkarnasyonlarımız ile ilgili olarak birçok bilgi sahibi olabiliriz. Yakınlarımız yada (bu yaşamımızda) hiç tanımadığımız Kişiler ile ilgili olarak onların geçmiş yaşamlarına yönelik rüyalarda görebiliriz. Bunun sebebi o kişiler ile o yaşamımızdaki kader planımızın o noktada kesişiyor olmasıdır.

Gelecek ile ilgili görülen rüyalar çok sık görülmez ve gören kişi için olayın bilincinde değilse beraberinde birçok sorunlar getirebilir. Gören kişinin yaşamını altüst edebilir. Psikolojik bozukluğa, bunalıma sebep olabilir. Böyle bir rüyanızı anlatsanız bile birçok kimse size inanmayacak, hakkınızda farklı yorumlar yapılacaktır. Bu yönde rüya gören kişiler çoğu zaman çaresizdir ve hiçbir şey yapamaz ama bilir. Bu sebeplerden ve yukarısının da bu zorlukları bilmesinden ötürü bu tip rüyalarbu bilgileri kaldırabilecek ve farkındalık ile değerlendirebilecek kişilere gösterilir.

Örneğin: Dün gece şöyle bir rüya gördünüz. Gözünüzün önünden misal olarak bir hafta sonraki bir tarih gelip geçiyor. Ardından bir hastane odasındasınız yakınlarınızdan birisi kalp krizi geçiriyor ve ölüyor. Bunu görüp yaşıyorsunuz, tabiî ki tepki olarak ürpermiş ve korkmuş bir durumda gecenin dördünde yataktan fırlayıp kalkıyorsunuz. Ama hâla gözlerinizin önünden tarih ve o sahne silinmiş değil. Hadi uyuyun bakalım uyuyabilirseniz Sabah oldu ama siz hâla rüyanın şokunu üzerinizden atamadınız,muhtemelen de gördüğünüz o tarih gelene kadarda, sonrası da atamayacaksınız. Bir çok düşünce kafanızda belirir,bu arada tarih de yaklaşmaktadır,o yakınınızla da görüşüyorsunuz tabi ki.Peki ona ne derdiniz? Başına gelecekleri ona söylemeyi mi söyleme meyimi tercih edersiniz Ya vicdanınız ne der, söyleseniz o kişinin nasıl tepki vereceğini bilemesiniz. Böylesine karışık bir durumdur bu. Örnek çoğaltılabilir. Çünkü her an her şeyi yaşıyoruz. İster istemez başkalarının Yaşadıkları olayların içinde de (planımız gereği) bulunabiliyoruz. Yukarıdaki örnek bir tane olaya ait ama arkasından getirdiği problemler, sorunlar içinden çıkılamaz durumlar, rüyayı gören kişi için baş edilemez sayıda olabilir. Böyle bir rüya ile başa çıkamazken birçok kişiyi ve onların geleceklerini ilgilendiren rüyalar gördüğünüzü düşünelim. Söz gelişi bir şehrin depremde birçok yerinin yıkıldığını insanların ne yapacaklarını bilmez halde sağ sola koşuşturduklarını gördünüz. Ne yaparsınız? Çaresizsiniz. Bu rüyanızı kime anlatırsınız, kime inandırırsınız. Size kanıt soracaklardır neyi göstereceksiniz. Elinizde somut ne var? Toplumun size bakışını düşünün bir kez, acaba akıllımı derler yada başka bir şey mi? Eğer kendinize hakim olamazsanız yaşamınız altüst olur.

( lütfen burada bir önceki paragrafı bir kez daha okuyun)…”Gelecek ile ilgili…… ………………

Bu sebeplerden dolayı gelecek ile ilgili rüyalar gören kişiler de nadirdir. Bu tip rüyalar gösterilenin bilincinde olmayı bilen, olayın akışını engelleme çabası içine girmeyecek yalnızca gözlemci kalabilecek ve her şeye rağmen “bu olayda planın bir parçası “ deyip onu kabul edebilecek olana gösterilir. Bu kişi sükut edip susar, gördüğünü bilir, buna etki etmenin ya da engelleme çabasının olamayacağının farkındadır. Bu rüya ona yukarısının bir lûtfudur. Ama ne lütuf. Biliyorsun ama hiçbir şey yapamıyorsun.Bu demek oluyor ki bedenini, duygularını kontrol altına almayı öğrenmişsin. Müdahale yok gözlem var.

Yaşadığımız günün olaylarının etkisinde kalıpta gecesi gördüğümüz rüyalar genellikle o günün içinde bizi en çok etkileyen, üzen yada sıkıntı yapan çoğu zamanda gün içinde yarım kalan bir işimizin yarın nasıl sonuçlanacağını bilmediğimiz durumlar ile ilgili olur. Bilinçaltı bunları rüyamızda tekrar önümüze getirir. Olayları tekrar yaşarız. Bunları tekrar yaşamak bazen gerçekten kâbus olur. Bazen de bize vermek istediği mesajı almamıza ve sonuca daha kolay gitmemize neden olur. Bunun sebebi; rüyada o olayı yaşarken kendimizi yukardan seyrediyor olmamız ve rüyamızı daha kapsamlı, tarafsız gözlemlememizdir.Buda bize yukarısının lûtfudur gerçekten.

Yukarıda da bahsettiğim gibi “ben rüya görmüyorum” bile desek hatırlamıyor olsak dahi rüya görürüz. Her ne şekilde olursa olsun rüyalarımızın tekâmülümüze çok büyük faydaları vardır.

Şöyle ki; normal hayatımızda karşılaşıpta kaldıramayacağımız bir olayın şokunu bize rüyada yaşatırlar. Onun bilgisini almamızı sağlarlar. Uyanırız “ohbe rüya imiş” deriz. Ama alınan bilgi gerçektir ve bilinç- altına yerleşir, akaşamıza kaydı yapılır. O olay ile normal yaşantımızda karşılaşsak bile artık bizi o kadar çok etkilemez, nasıl davranacağımızı biliyoruzdur artık. O an bilinçaltımız o bilgiyi çıkarıp bize verir.

Bu şekildeki rüyaları örneklendirmek mümkündür. Çok yüksek bir binadan atlayabilirimsiniz? O heyecanı yaşamak istersiniz belki ama yapamazsınız. Rüyanızda bir bakmışsınız ki gökdelenin tepesinden aşağıya kendinizi bırakıvermişsinizdir. Alın size heyecan adrenalin doya doya tadını çıkarın, düşseniz bile en fazla yataktan yere düşersiniz. Uyandığınızda yine evinizdesinizdir. Ama o hazzı ve duyguyu yaşamışsınızdır. Bunu unutmasınız artık. Ya da denizlerin, okyanusların altını merak edersiniz. Rüyanızda bir bakarsınız denize dalıyorsunuzdur, balıklarla oynuyorsunuz o güzelliklere hayran kalıyorsunuz ve dahada dibe doğru yüzüyorsunuz,yunus balıkları ile oynuyorsunuz keyfinize diyecek yok.Bilmediğim ne kadar canlı varmış denizlerin altında diye aklınızdan geçiyor.Sonra olması gerekipte sizde olmayan bir şeyi fark ediyorsunuz.Oksijen tüpünüz ve hava hortumunuz yok nefes almadığınızı fark ediyorsunuz,eyvah! derken zaten uyandınız bile her tarafınız sırılsıklam ıslak, tabiî ki denizden değil terden. Oh be diyorsunuz rüya imiş. Fakat gördüğünüz güzellikler ve ortamın verdiği lezzet, tat, mutluluk, hayranlık her şeye rağmen sizinle beraberdir. Bazen çok merak edersiniz rüyalarınızda gezegenlere de gidersiniz. Venüs’e gidersiniz, ay Jüpiter’e belki Güneş’e gidersiniz. Hiç bir yeriniz yanmadan kavrulmadan dolaşıp gelebilirsiniz.Yada Mars’a gidersiniz, o dondurucu soğuk sizi etkilemez, nezle dahi olmasınız.Ama bu sefer rüyadan uyandığınızda terlemiş olarak değil de üşümüş olarak kalkarsınız.

Sonuç itibariyle rüya görürüz ve tekâmülümüz için gereklidir.

İlker Çalışkan 17-03-2008