DÜNYA TEKAMÜLÜNDE İNSANLIĞIN HAK EDECEĞİ MERTEBE

Share

http://www.dunyaana.com/images/muharrem%20gk%201.jpg Herhangi bir  mertebeye hakkıyla yapılacak bir işten sonra ulaşılır.  Geçmişin ve şimdiki dejenerasyonun temposuna  bakarak verilmiş olan sağlam ve güvenilir bilgilerle temponun gidiş istikametini ve aralığını kıyas ettiğimiz zaman insanlığın hak edeceği bir mertebenin olduğu anlaşılmaktadır.

Sağlam bilgiden kasıt, plansal bilgilerdir. Kehanette bulunuluyormuş gibi görünse de insanlığın ulaşacağı mertebeler hakkında konuşanlar sadece biz değiliz. Gerek dünyadan, gerek dünya dışından bir çok varlık için bu açık ve bilinen bir konudur. Bilgisizlik veya ilgisizlik ferdi bir meseledir.  Pratik olarak her alanda, önceden verilmiş olan bilgilerin neticesi ile karşılaşmak mümkün. İnsanlığın ulaşacağı, hak edeceği bir mertebe vardır ve temposunu hızlandırarak eskiyi ve geriliği atıp, harcama yolunda mücadelesine devam ediyor. Hoş bir mücadele olarak görülmese bile doğru yolda gidiyor.

Mesela antika tutkusu olanlar kıymetli eşyalarını ödünç vermezler, tarihin kıymeti ve geçmişin acı tatlı hatıraları ayrı bir tada ve izlenime sahiptir.  Geçmişi ve şimdiyi göz önüne alıp hiçbir zaman kendilerini de tarihe gömmezler. Yani, bilinen geçmişin çizip getirdiği ve hazırladığı yeni gelecek, yeni görüşler ve fikirler verdiği için farklı bir güven duygusu vermiştir. Bu nedenle plansal bilgilere herkes ihtiyaç duymaz.    Bir mertebenin sahibi olabilmek için eski olanın işini bitirmek lazım . İş  bitirmek başka, bozup bırakmak başkadır.  Eski ve atılacak olanlardan kasıt da, her türlü cehalettir. İnsanın genel rejenerasyon tecrübesindeki noksanlığından dolayı plansal bilgilere güvensizlik , dejenerosyonun son bulmayacağı ve rejenarasyon halinde dahi her şeyin kılık ve istikamet değiştirip keyfi bozulmaların ve dağılmaların sürüp gideceği zan ve bilgisini ortaya koymaktadır. Yani kabiliyetimiz ve tecrübelerimiz dejenere olup dejenere etmeye müsait ve sempatiktir, alışmıştır.

İnsanlığın parlak geleceği için vaatler vardır. İnsanlık için verilmiş bütün vaatler dikkat edilmesi gereken hayati bilgilerdir. Aydınlıktan karanlığa, karanlıktan aydınlığa geçişler vardır. Karanlıktan aydınlığa, aydınlıktan karanlığa geçiş olmaz. Yücelecek olan insan köstebekle kıyas edilemez. Bir tünele girip çıkmak gibi geçişler vardır sadece  tünelde geçen zaman  uzamıştır. El yordamıyla ilerleyerek veya gerekiyorsa sürünerek misal verdiğimiz iki aydınlık bir karanlık arasından kurtulmak üzereyiz. Tekamülde geri geri de  gidilmez. Bir, zaman makinamız mevcut olsaydı her halde  antik çağların keyfini çıkarmaya kalkardık .Zira mit’in, mitolojinin herkes için apayrı bir tadı vardır. Geçmişin sempatik dünyası insanlığın ne kadar tecrübeli oluşunu anımsatmaktadır.  Kısaca ileri teknolojiyle maziyi yaşayıp yaşatmaya kalkmak da atalettir. Hedef daima ileride olmadığı takdirde, caydırıcı şok veya uyaranları cezbedip fiilen yaşamak çok doğal bir müstehak olur ve bu bir rahmettir, zira tekamülün hiçbir safhasında atalete  yani durgunluğa ve geriliğe yer yoktur.  Dünya tekamülünde insanlık halıhazırdaki iradesiyle kendi kendisinin ümitlerini söndürmeden evvel, elinin altındaki zorlu işi ve vazifesini bitirmekle mükellef ve zaten bunun farkında olmaksızın yerine de getirmektedir. Burada halledilecek mertebe, zannedildiği gibi hiçbir zaman bir düşmanı yenmekle ve dünyayı ele geçirmekle yada her türlü teknik imkana sahip olmakla kazanılacak bir mertebe olmayacaktır. İnsanlığın yatay ve dikey tekamül çizgisinin başlarına dikkat edin. Böceklerin kavgası hiçbir zaman kesilmemiştir. İnsanlığın kavgaları da kesilmemiştir.Ok, kılınç, füze derken sadece kavganın şekli değişmiştir. Bu yatay tekamül veya gelişim çizgisinin uzayıp diğer yatay çizgideki varlıklara ne kadar fark attığını gözlemleyebiliriz.   Yani duyguların gelişmesiyle teknik gelişmelerin başlarına bakarsak birisinin diğerinden çok çok geride kalması tehlike sinyali vermektedir, ve zaten insan olan herkes de bunun farkındadır. Dengeyi sağlamak içinde genel bir hazırlık evresi içerisine girmiş durumdayız. Kavgacı ruhun iğneleri herkesi tehdit ettiği için insandaki ahlaki veya vicdani duyguların eksikliği ve kıymeti ön sıralara yerleşmektedir. Bu, yataydan ziyade dikey tekamül çizgisine yöneliştir. Yani birleşik  insanlık realitelerinin tesisleri yumuşak bir şekilde belirip benimsetilmektedir. Fakat, çok zor ve alışılmadık olmasına rağmen bu yöndeki tumturaklı atılımlar sakinleştiği zaman, insanlık, adına yakışır bir şekilde geleceğin üstün mertebesinin sahibi olmayı hak edecektir….

 

Muharrem Gök ( 1998 )

 

 

Share

Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.

Copyright © Dünya Ana