RUH VE KAİNAT' TAN BİR ALINTI

Share

http://www.dunyaana.com/images/bedri%20ruhselman%206.jpgHayatımız esnasında vukua gelen hadiseleri ekseriya biz hoş görmeyiz ve hatta onları kendi varlığımız için zararlı telakki ederiz. Fakat bu da yukardan beri yazdığım gibi illiyet prensibi hakkındaki bilgisizliğimizin neticesi, yanlış bir telakkiden ibarettir. Netekim evvelce çirkin ve zararlı görünen ve belki de zahiren felaketimizi mucibolan bir hadisenin sonradan hayırlı neticeler doğurmasına çok defa şahit olmuşuktur. Ben hayatımda hiç hoşuma gitmeyen, üzüntü ile karşıladığım birçok hadiselerin uzun zaman sonra hakiki selamet ve saadetime yardım edici diğer büyük hadiseleri hazırlamış olduğunu görerek evvelce onlara karşı isyankar davrandığım için ne kadar üzülmüşümdür ! Herkesin hayatında en aşağı bunun birkaç misali vardır :

Birgün en büyük bir felaketle karşılaşırsınız, o gün o felaketin sizce hiçbir manası ve iyi tarafı yoktur. Hatta siz onu bir gaddarlık, bir zulüm telakki edersiniz. Ve teselli kabul etmez ıstıraplar içinde kıvranırsınız. Bütün isyan hislerimiz kabarır, kainata ve hatta sizce mukaddes tanınmış varlıklara küfredersiniz. Dünyadaki iyilik ve adalet mefhumlarının boş şeylerden ibaret olduğunu söylemeğe başlarsınız. Fakat, bu karanlık hükmünüzde ne kadar aldanırsınız !..  Sizin bu haliniz, evde kimse yokken beş katlı bir binanın üst katından aşağı yuvarlanmasın diye kapalı bir odaya hapsedilen küçük ve bilgisiz bir çocuğun ıstıraplı ve isyankar halinden farksızdır. Eğer çocuğun o sıradaki arzu ve temayüllerine nüfuz ederseniz onun bu halindeki mantıksızlığın, sizinkinden daha çok safiyane ve masumane olmadığını anlarsızınız. Onun gözyaşlariyle sizinkiler aynı illetin, yani bilgisizlik ve görgüsüzlüğün neticesidir. Netekim sizde az çok bir zaman sonra ıstıraplarınızı mucibolan hadiselerin sizi büyük tehlikelerden korumağa ve size mesut günler getirmeğe sebebolduğunu görebilecek bir duruma gelince, evvelki isyanlarınızın ne kadar yersiz olduğunu sakinane bir tebessümle hatırlayacak ve filezofça düşünmeğe başlıyacaksınız.

Her şey iyiliğe, her şey Mutlak Yaratıcının hiçbir şeyle nispet kabul etmiyen, bizim ancak sevgi kelimesiyle ifade edebileceğimiz, ilahi Alakasının cazibesine kapılmış olarak ebedi kemal şahikalarına doğru ilerlemektedir. Ve bu itilayı hazırlayan ön safta görebildiğimiz kanun da illiyet prensibidir.. Bu kanun kainatın o kadar güzel bir kanunu, ilahi Alakanın o kadar adilane ve cazibeli tezahürüdür ki insan ona nüfuz edebildikçe ve onun tükenmez manalarını ceste ceste kavrıyabildikçe yalnız etrafında gelip geçen hadiseleri anlayıp zekasını inkişaf ettirmek gibi kemal yolunun zaruri fakat çorak bir kenarında yürümekle kalmaz, aynı zamanda her an karşısına çıkan binbir türlü ıstırabın manalandırdığı güzelliği ve hayatın sonsuz cilvelerini illetleriyle birlikte anlamak ve bundan mütevellit saadetleri doya doya tatmak imkanını da elde etmiş olur. Ve böylece insan ruhu; yüksek, şuurlu bir vecit halinde, kendisini yaratan Halika karşı duyduğu sevgi tufanı içinde akıp bizce meçhul semtlere doğru gider.

Akil olan bilir ki nasıl hadise ile karşılaşırsa karşılaşsın, o hadise uzak veya yakın bir istikbalde kendisine mutlaka bir iyilik getirecektir. Fenalık zannettiğimiz her şey gelecek bir iyiliğin müjdecisidir. Fenalık hakikatte yoktur. Fakat bu sözün manasını böylece kabul edebilecek kaç kişi bulunur !

Ve bunun içindir ki dünyada henüz ne kadar ıstırap ne kadar çok gözyaşı ve bu gözyaşlarını besliyen ne kadar yanlış görüşler ve inanışlar vardır !...

Ben bilirim ve kabul ederim ki bana fenalık yapmak istiyen bir insan bilmeden iyilik yapmaktadır. Ve o adam çok zavallı bir gafildir. Zira eğer bana yaptığı bu <<fenalık>> ın büyük iyilikler getireceğini bilecek kadar hakim olsaydı bu fenalığı bana yapmazdı. Bu benim bu güne kadar varabildiğim en yüksek realitemdir. Ve ben bunu yükseltici ıstırabın bağlı bulunduğu illiyet kanunundan öğrendim. Bana kini, intikamı ve gelip geçici izafi kıymetler ve mefhumlar için beyhude kavgaları unutturan büyük bilgi bu oldu.

Acaba bütün insanlar böyle düşünebilselerdi bundan mütevellit telakkilerde belirecek vahdetin bu gün en korkunç cehennemden beter olan dünyayı ruhlar için biraz daha sakin, biraz daha mesut bir köşe haline koymasına yardımı olur mu idi dersiniz ?...

Fakat heyhat!... dünyanın belki daha çok uzun müddet bir cehennem halinde kalması zaruridir. Çünkü orada o cehennemi hayattan ve onun sayısız acılarından faydalanarak yükselmek ihtiyacında bulunan bir çok ruhlar vardır. Biz kendi hesabımıza dünyayı böyle görmekten ne kadar meyus oluyorsak onlar hesabına da bu hali o kadar zaruri görüyoruz. Zira bu, illiyet prensibinin değişmez ve kıymetli bir tezahürüdür.

Bedri Ruhselman: Ruh ve Kainat, , Tesadüf Nedir, Cilt 2

Share

Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.

Copyright © Dünya Ana