GALAKTİK İNSAN - Virginia Essene ve Sheldon Nidle - Bölüm 8

Share

http://www.dunyaana.com/images/tunnel.pngTanrı ve Koruyuculuk

Washta, Aumtron veSirai, Dünya’nın yeni galaktik uygarlığının nasıl gelişeceğini açıklamak üzere burada bulunuyorlar. Bununla birlikte, Dünya’nın galaktik uygarlığının yeni modeli ile ilgili daha tam bir anlayışı size sunmak da bizim için önemli. Şimdiki halde ve mazur görülür şekilde, Dünya insanları ortaya çıkacak bu yeni modeli tam anlamıyla kavrayamıyorlar. Umarız, bu yeni Sirius modeli insanlarınızın Dünya’nın hem ruhsal hem de fiziksel bir varlık olarak nasıl yaratıldığını öğrenmelerine yardımcı olacaktır.

Şimdi, Tanrı’nın tamamen spiritüel bir veçheden yaratışına bir göz atarak başlayalım.

Güneş sisteminin tüm diğer gezegenleri gibi, Dünya da melekler, başmelekler ve yükselmiş üstatlar denen spiritüel varlıklardan oluşan bir Spiritüel Hiyerarşi tarafından kuşatılmıştır. Onların tek amaçları sekiz boyutlararası tekamül enerjisi için aracı görevi yapmaktır. Bu semavi aracılar, uygun boyutlararası girişleri kullanarak bu enerjileri sizin üçüncü-boyut yıldızsal enerji kalıplarınıza aktarılırlar. Bu yaratıcı ve tekamüli enerji kalıpları ise güneş sisteminizi ve gezegeninizi de içeren fiziksel evreni yaratır.

Yaradılışa ilişkinizi ve en sonunda da bir gezegensel ve yıldızsal koruyucu olarak rolünüzü daha iyi anlayabilmeniz için, yaradılışın sizin Tanrı dediğiniz En Yüce Yaratıcı Güç tarafından nasıl gerçekleştirildiğini açıklamamız gerekir. Bu, doğası gereği, sürekli ve tekamüli bir yaradılıştır. Belli bir yaradılışın her veçhesi önemli ve kendine özgü bir devreye sahiptir. Bu şimdiki yaradılış altıncı devredir ve elli milyar yıldan yüz milyar yıla kadar sürecektir. Şimdi bu yaradılışa bakalım.

Elli milat yıl önce, sizin evreninizin fiziksel yaradılışı En Yüce Güç’ün yönetimi altındaki Zamanın Efendileri tarafından başlatıldı. Bu şimdiki yaradılış, zamanın başlangıcından beri süren altı yaradılışın sonuncusudur. Her bir fiziksel yaradılış kendi devresine ve kendi modeline sahiptir. Bu yaradılış, en yüksek sevgiden oluşan daha da yüksek bir ışık üretebilmek için karanlığın nasıl ışığa dönüştürülebileceğini göstermek üzere meydana getirildi. Bu sevgi galaksinizi değişime uğratacak ve onu En Yüce Yaratıcı Güç’e ve onun baş temsilcileri olan Zamanın Efendileri’ne doğru yükselteceklerdir.

Zamanın Efendileri hakkında bir bilginiz olmadığını düşünerek size onları tarif etmek istiyoruz. Onlara fiziksel yaradılışın tanrısal çobanları denebilir. En Yüce Yaratıcı Güç fiziksel yaradılışı ilk başlattığında Zamanın Efendileri yaratıldı; çünkü zaman tüm fiziksel yaradılışı yöneten birimdir. Kadim yaradılış öykülerinde, zamanın ilk nabız atışının yaradılışın ışığını yarattığını ve bu ışığın da şu anda fiziksel evreninizde mevcut her şeyin kaynağını oluşturduğunu insanların ilk kez Vega sisteminde öğrendikleri söylenir. (Bkz. Şekil 19: Tanrı ve Yaradılış.) Zamanın Efendileri sonsuz sayıdaki boyutta vardır ve onların görevi fiziksel yaradılışı tanrısal doğru faaliyete göre düzenlemek ve denetlemektir.

Aslında, Zamanın Efendileri ikili bir görev ve amaca sahiptirler. İlk önce fiziksel yaradılışın sekiz boyutunu yaratmak zorundaydılar ve sonra da, her bir boyut arasındaki spiritüel boyutsal Spiritüel Hiyerarşiler’e yardım ettiler. Boyutlararası girişlerin ya da yıldız kalıplarının kullanımı yoluyla boyutlar arası enerji aktarımını kontrol etmek Spiritüel Hiyerarşiler’in görevidir. Bu girişler, boyutlar arasındaki akışı engeller ve enerji akışını düzenleyerek, sadece fiziksel yaradılışın varlığını sürdürebilmesi için gerekli ve yeterli enerji alışverişlerine izin verirler. Zamanın Efendileri, Üçüncü-boyutsal galaksiyi En Yüce Yaratıcı Güç’ün ilahi planına göre oluşturmak zorundadırlar. Bu görevleri başarabilmeleri için Zamanın Efendileri’ne “zamanın yaratıcı nabız atışı” verilmiştir. Bu enerji vasıtasıyla her şey mümkündür ve ilahi plana göre başarılabilir.

http://www.dunyaana.com/images/gi-bolu8.jpg

Zaman, ilahi planda birçok anlama sahiptir. O yaradılış ışığını fiziksel evrende tesis eden süreçtir. Zaman ayrıca, yaradılışın tüm yasalarını ve yöntemlerini mümkün kılan mekanizmadır. Bununla birlikte, onun işlevi özel gereksinimlerine göre değişir. Zaman her şeydir ama aynı zamanda hiçbir şeydir. Bu kavramlar bizim yaradılış hakkındaki galaktik bilimimizde  ve spiritüel felsefemizde tarif edilmiştir. Bu bilgi vasıtasıyla, zamanın büyük bir muamma (enigma) olduğunu öğreniriz. Dünyanızdaki su gibi, zamanın da kendi düzeyini aradığı söylenir.

Bizim büyük bilgelerimiz, bilim adamlarımız, mistiklerimiz ve Zamanın Görücüleri milyonlarca yıldır zamanın nabız atışlarını incelemişlerdir. Ancak onlarda zamanın gerçek anlamını hala keşfedemediler. Sizin bilim adamlarınız ve kahinleriniz, zamanın tansıklarını (örneğin kuantum mekaniğini) son zamanlarda keşfetmeye başladılar. Ancak, şimdiye dek zamanın ışık, madde ve yaradılış ile ilişkisini keşfedemediler. Foton enerjisinin gerçek bilimi ve felsefesi sizi yaradılış ve onun sonsuz devreleriyle ilgili yeni bir anlayışa götürecektir. Gerçekte, yaradılışın bir büyük patlama (big bang) ile başladığı ya da ani bir biçimde sona ereceği kuramı yanlıştır. Zamanın Efendileri ve onların boyutsal hiyerarşileri, sadece, yaradılışı yeni bir realiteye –ilahi planın şart koştuğu sürekli amaçlı yaradılışa- dönüştürürler.

Bu spiritüel sistemlerin nasıl düzenlendiğini algılamak şimdi önemlidir. Tüm spiritüel sistemler birinciden sekizinci boyuta kadar düzenlenmiştir. Bu sekizinci boyutun ötesinde Tanrılık (Zamanın Efendileri ve başmelekler vs.) doğası ile ilgili çok sayıda yüksek spiritüel boyut vardır. Biz sizin boyutunuz üzerinde odaklanmak istediğimizden, bu yüksek titreşimli boyutlar hakkında öğreneceğiniz çok şey var demekle yetineceğiz; ama mevcut görevlerinizi kararlılıkla tamamladıkça, doğal olarak bu düzen içerisinde ilerleme kaydedersiniz.

Öyleyse bu sekiz boyuta sizin görüş noktalarınızdan bakalım ve realitenin nasıl formüle edildiğini daha iyi anlayalım. İlk yedi boyutun her biri, fiziksel yaradılışın çeşitli veçhelerini ifade etmeleri için yaratılmıştır. Sekizinci düzey tüm bu alt boyutların kaynağını oluşturur. Daha önce de belirttiğimiz gibi, sekizinci boyuttaki bu büyük yaradılış ışığının üzerinde büyük ve sonsuz Tanrılık (Zamanın Efendileri, başmelekler vs. âlemi) vardır. (Bkz. Şekil 20: Fiziksel Yaradılışın Boyutları.)

Şimdi bu yedi boyut hakkında daha fazla bilgi vermek istiyoruz. Birinciden üçüncüye kadar olan boyutların siz gayet iyi farkındasınız. Bu boyutlar, Dünya biliminin uzun süredir incelediği fiziksel âlemlerdir. Onların üzerinde, üçüncü-boyutun beşinci-boyuta geçtiği bir zaman girişi (kapısı) olan dördüncü-boyut bulunur. Beşinci, altıncı ve yedinci boyutlara yüksek boyutsal âlemler denebilir ve Dünya bilimi ve fiziğin yasaları orada geçerli değildir.

Öz’ün (spirit) bilimi anlamayanlar için bu boyutlar, içinde bulunduğunuz boyuta kıyasla büyü ve mucize âlemleri olarak görülebilir. Bu yüksek âlemlerde Tanrılık melekleri ve başmelekleri denen spiritüel varlıklar bulunur. Bu melekler ve başmelekler Spiritüel Hiyerarşi’nin çeşitli düzeylerinde bulunur ve Dünya’yı korumak üzere, onun çevresindeki farklı (5., 6. ve 7.)  boyutlarda yer alırlar. Başmelekler ve meleklerin başlıca misyonu, yaradılışın sevgi ve ışık enerjisini alıp fiziksel evren boyunca dağıtmaktır. Zamanın Efendilerinin sorumluluğu ise fiziksel evreni gözlemek ve kendilerine boyutlararası alışverişlerde Spiritüel Hiyerarşi tarafından verilen sevgi ve ışık enerjilerini kullanarak bu fiziksel evreni sürekli olarak yaratmaktır.

http://www.dunyaana.com/images/gi-bol8.jpg

Spiritüel Hiyerarşi üyelerinin boyutlararası alışverişleri gerçekleştirmek için izledikleri bit yöntem (prosedür) vardır. Onların, fiziksel âlemde, özellikle üçüncü-boyutta, kendilerinin enerji alışverişi görevini bir yıldız sistemi ya da bir gezegen gibi daha küçük ve sınırlı bir düzeyde yerine getirecek bir fiziksel koruyucuya ihtiyaç vardır. Bundan dolayı, herhangi bir gezegenin fiziksel koruyucuları, hem fiziksel hem de spiritüel varlıklar -bir başka deyişle, tam bilinçli fiziksel varlıklar- olmalıdır.

Şimdi, dünya gezegenine bakıp bu sürecin nasıl oluşturulduğunu anlamaya çalışalım. Spiritüel Hiyerarşiler’in “deva” veçhesi, fiziksel dünyayı mümkün kılan sevgi ve ışık enerjilerini tezahür ettirmiştir. Aslında bu deva ruhları Dünya’daki tüm yaşamı sürdürmek için gerekli fiziksel enerjileri tezahür ettirmişlerdir. Onlar gezegeninizde, bizim özel bir biyosfer dediğimiz bir yaşam sistemi kurmuşlardır. Bir gezegende bulunan yaşamın iki amacı vardır. Yaşamın ilk amacı, herhangi bir gezegenin var olabilmesi için gerekli o özel enerjileri tezahür ettirmektir. İkinci amaç ise belirli yaşam-formları olan çeşitli enerjileri canlandıracak ve bilinçte sürekli bir gelişme meydana getirmelerini sağlayacak şekilde davranmaktır.

Tüm hayvanlar, bitkiler, kayalar, su, gökyüzü yaşam enerjilerine ve bilince sahiptir. Yaşam çok sınırlı bir biçimde tanımlanan bir şey olarak görülmemelidir. Yaşam her şeyde mevcuttur. Sözde modern bilimsel çağda yaşayan sizlerin henüz bütünüyle anlayamadığınız pek çok tipte yaşam-formu vardır. Daha yüksek bir bilimin var olduğunu anlamalısınız. Bu tüm doğa yasalarını anlayan ve kapsayan ve onlar arasında mevcut ilişkileri açıklayan spiritüel bir bilimdir.

Bu spiritüel bilim koruyuculuk yasalarını içerir. O, bir koruyucunun her şeyden önce yaradılış enerjilerini (spiritüel ışık ve sevgiyi) getiren ve onları gezegensel yaşam küresi –ya da modern bilimin bildiği ismiyle- biyosfer için düzenleyen bir varlık olduğunu bildirir. Şimdiki durumda, Dünya gezegeninde koruyucu olarak seçilmiş iki büyük tür vardır. Birinci tür, şu anda gezegeninin temel koruyuculuğunu oluşturan memeli deniz yaratıklarıdır. Seçilmiş ikinci koruyucu tür ise çok uzun bir zaman önce diğer yıldız sistemlerinden buraya getirilmiş Dünya insanlarıdır.

Önceki bölümlerde Dünya tarihini anlatmış ve insanlarınızın yaşayacağı bilinç genişlemesini açıklamıştık. Şimdi gerekli olan, Dünya insanlarının bir koruyucunun ne olduğunu, koruyucuların Spiritüel Hiyerarşileri ile paylaştıkları önemli misyonun ne olduğunu anlamalarıdır. Sizler koruyuculuğun temel unsurlarının neler olduğunu, bu görevin neleri gerektirdiğini merak ediyor olabilirsiniz.

Koruyuculuk, en iyi memeli deniz yaratıklarının enerjilerini gözlemleyerek anlaşılabilir. Ritüelleriyle, sonar şarkılarıyla ve yolculuklarıyla onlar biyosferi canlandırırlar. Balina şarkısı dünyanın tüm okyanuslarında bulunur. O ayrıca göklerinizde de yankılanır. O Afrika, Amerika, Asya ve Avrupa’nın en derin bölgelerinde bile mevcuttur. Memeli deniz yaratıklarının enerjileri hem gökyüzünde hem de sularda bulunduğundan, şarkılarıyla oluşturdukları büyük enerjiler yaşamı sürdüren rezonansı yaratır. Gerçekten de, onların ritüelleri yaşamın sürekli ve muhteşem biçimde yeniden-yaratılmasını sağlar.

Her yıl Şubat ayından Ağustos ayına kadar, her iki yarıküreden de memeli deniz yaratıkları, bu biyosferdeki –tüm türlerin üremeleri için gerekli enerjiyi sağlayan- pencerelerin açılışını sağlamak amacıyla şarkı ritüelleri sergilerler. Bu doğrudan faaliyet tüm türlerin yeni yavrulara sahip olmalarını ve Dünya’da yaşamın sürmesini mümkün kılar. Bu ritüeller pek çok yaşam-formunun varlığını sürdürmesini sağlar. Bundan başka, koruyuculuk aynı zamanda idarecilik (vekilharçlık) anlamına gelir. Bu kavram, koruyucuların sadece gezegendeki türlerin yenilenmesini sağlayan değil, aynı zamanda bu türlere neye (bilinçliliğe) doğru tedrici bir ilerleme içinde olduklarıyla ilgili bir anlayış da veren enerjileri meydana koymalarını gerektirir. Bu idarecilik, onların kendi içlerinde tuttukları yaratıcı enerjileri feda etmeleri ya da gezegendeki doğurganlığın ve yaşamın sürmesini sağlamak için psişik ve diğer tam bilinçlilik enerjileri kullanmaları gerektiği anlamına gelir.

İdarecilik çok kendine özgü ve önemli bir süreçtir. Bu gezegeninizin birçok canlı türüne günlük faaliyetlerinde çobanlık etmekten daha öteye bir şeydir. Bu aynı zamanda, Dünya’nın Spiritüel Hiyerarşisi tarafından her gün verilen yaratıcı enerjileri fiziksel olarak dönüşüme uğratarak idame yaşam enerjileri oluşturmak anlamına gelir. Bu faaliyet, dünyanızdaki her bir türün varlığını sürdürmesini sağlar. O aynı zamanda, her gün Spiritüel Hiyerarşi’den alınan enerjilerin tüm biyosfere dağıtılması gerektiği anlamına da gelir. Koruyucular bu enerjileri, uygun ve doğru tarzda dağılmalarını sağlayacak şekilde, bilinçli ve bilinçaltı olarak korumalıdır. Tüm bu işlem her gün memeli deniz yaratıkları tarafından yerine getirilir. Onlar ayrıca bu boyutlararsı enerji alışverişi işleminin gücünün bilincindedirler.

Koruyuculuk, bundan dolayı, Leydi Gaia’nın rolüne katkıda bulunur ve bu rolü korur. O gezegenin ve yaşam-formlarının varlıklarını bolluk içinde sürdürmelerini sağlar. Gezegeninizde tüm türler inanılmaz bir çeşitliliğe erişmiş ve var olan tüm çevrelerde gelişip zenginleşmiştir. Ancak, bu üçgenin (insanlar, memeli deniz yaratıkları ve Spiritüel Hiyerarşi) bir parçası olan insanlar idareciliğin önemli veçhelerini tamamen unutmuş ve ihmal etmişlerdir –şimdi bu görevi adamakıllı anlayıp uygulamaya başlamaları gerekmektedir.

Bu zamanda, iyi bir idarecinin grubunu tanıyıp anladığını varsayalım. O rehberliğini, grup üyelerine varlıklarını sürdürüp gelişebilmeleri için yapmaları gereken şeyleri idrak ettirecek şekilde yapmaktadır. Bir idareci Dünya’nın çevresini de korumalıdır, çünkü çevre –bir çobanın sürüsünün bulunduğu doğa parçası gibi- tüm yaşamı destekleyen bir şeydir.

Dünya’nın çevresinin fiziksel varoluşunuzun dayanağı olduğunu, ona zarar vermemeniz gerektiğini öğrenmelisiniz. Gerçekten de, gezegensel çevrenizi anlamalısınız, çünkü siz insanları önemli yaşam-verici enerjilerle destekleyen bu çevre, karşılık olarak, sizin dönüşüme uğrattığınız enerjilerle desteklenmelidir. Karşılıklı rollerinizi bilmek, koruyuculuğun ilk önemli kısmıdır. İyi bir idareci bunu uygular ve siz Dünya’nın idarecileri bunu öğrenmek zorundasınız. Varoluşunuzun son birkaç yüzyılı boyunca çevrenize saygı göstermeyi bıraktınız. Artık çevrenin kaderinizi şekillendirecek kapasiteye sahip olmadığına inandınız. Bu tamamen yanlış bir kavramdır!

Memeli deniz yaratıkları, Leydi Gaia’nın izniyle, onların iyi ve sadık koruyucular olacaklarını bilerek galaktik insanları kıyılarınıza davet ettiler. Şimdi onlar size de bunu yapmanızı sağlayacak bir yol ve vasıta vermek istiyorlar. Spiritüel Hiyerarşi’nin önemini görüp kabullenmenin yanı sıra, işe Dünya’nın çevresinin önemini görüp kabullenerek başlayın. Spiritüel Hiyerarşi’yi nasıl anlayabileceğinizi sorabilirsiniz; bunu en iyi vizyon, ritüel yoluyla ve tüm insanlarda mevcut sezgi kalıplarını izleyerek yapabilirsiniz.

Tüm canlılara bilinç yoluyla verilen bu sevgi ve ışık kavramları nasıl iyi Dünya idarecileri ve kendi türünüzün rehberleri olabileceğinizi anlamanızın temelini oluşturur. Bazı Dünya insanları için bu süreç ve onun karşılığı kolayca gerçekleşmeyebilir, ama bu hepinizin yapmayı öğrenebileceğiniz bir şeydir. Çok uzun bir zamandan beri Dünya insanlarını bu basit idarecilik işinin koruyuculuğun temel mekanizması olduğunu anlayamamıştır.

Buraya kadar, koruyuculuğun spiritüel ve çevresel veçhelerini anlattık; ancak henüz anlatmadığımız üçüncü bir unsur var. Bu veçhe, sizin gezegeninizde başka koruyucu türlerin de bulunduğunu görüp kabullenmenizi ve onlarla, yaptıkları şeyle ilgili takdir ve sevginizi gösterecek şekilde ilişki kurmanızı gerektirir. Siz bunu yapmadınız! Sizler hem çevrenizden hem de diğer koruyucu dostlarınızdan habersiz kalmanıza izin verdiniz. Dünya insanları bu koruyuculuğun gerçekten paylaştığını anlamakta her anlamda başarısızlığa uğramışlardır. Memeli deniz yaratıkları olan kardeşlerinizle, birbirinizle sevgi ve yüksek bilinçle ilişki kurmanızı sağlayacak şekilde paylaşmayı öğrenmelisiniz.

Balınıza avlamak ve onunla ilişkili diğer işlemler cinayetten daha farklı bir şey değildir. Bu dünyaya yapmak ve başarmak için geldiğiniz her şeyi ihmal etmenin ve onlara saygısızlık göstermenin son perdesidir. Spiritüel Hiyerarşiniz ve biz Sirius Konseyi, Dünya insanlarının balina avcılığının tüm veçhelerine derhal son vermelerini istiyoruz. Balina avcılığı, bilinçli bir canlı türü ve bir koruyucu ırk için esas oluşturan her şeye mutlak bir saygısızlık ve kayıtsızlık sergilemektir. Bu iğrenç durumun sürmesine izin veremeyiz. Koruyuculuğun aynı zamanda tam bilinçliliğe ulaşmak ve tüm insanlara ve diğer türlere saygı göstermeyi öğrenmek anlamına geldiğini lütfen idrak edin. Koruyuculuk bilinci, (bitkiler, kayalar ve su gibi) her şeyin değere sahip olduğunun farkındadır. Kendi ihtiyaçlarınız için su kaynaklarını ya da ormanları korumak yetmez. Koruyuculuk bundan daha fazla bir şeydir ve eğlence için doğal kaynakları kullanmak hepsinin içinde en az önemli faaliyettir.

Biz Siriuslular ve Galaktik Federasyonlu kardeşleriniz, gezegeninizdeki yaşamın gelişip zenginleşme sürecine yardımcı olmak için buradayız. Bizler hiçbir biçimde Dünya’daki yaşamı yok etmek için burada bulunmuyoruz. Siz bu gezegene Spiritüel Hiyerarşi’nin talimatlarını yerine getirmeye, kendi rolünüzü ve dünyanızda bulunan talimatlarını yerine getirmeye, kendi rolünüzü ve dünyanızda bulunan diğer koruyucuların rolünü ciddiye almaya, bunlara karşı saygılı davranmaya geldiniz. Unutmayın ki Dünya’da büyük ve müthiş bir bolluk vardır ve bu bolluk, eğer uygun şekilde ve hakkıyla bakılırsa, daha da büyük bir bolluk yaratacaktır. Gezegeninizdeki tüm insanların bu mantığı anlamalarını istiyoruz.

Biz galaktik insanlar koruyucu bir türüz; bundan dolayı, geçici olarak unutmuş olsanız da, Dünya insanları da öyledir. Şimdi sizi kuşatan melek varlıklardan oluşan Spiritüel Hiyerarşi sizin yüksek bilince erişmenize yardımcı oluyor ve hep yardımcı olacaktır. Bunun için, tepetaklak olmuş uygarlığınıza bakıp neyin onarılması gerektiğini inceleyin. Bu onarma süreci oldukça basit bir süreçtir ve insanlar iyi “tamircilerdir”.

Şimdi, hatırlanması ve uygulanması önemli olan noktaları özetleyelim. Koruyuculuk yaradılışın sekiz boyutunda iş görür. O, büyük Spiritüel Hiyerarşiler vasıtasıyla yayılır, ta dünyanıza kadar nüfuz eder. Spiritüel Hiyerarşi’nin çevresinde, hepinizin bir parçası olduğunuz fiziksel evren tezahür eder. Koruyucu bir tür olarak, galaktik insan bir ışık varlıktır; fiziksel olduğu gibi ruhsal bir varlıktır da. Madde içinde ruh olarak bulunma yeteneğiniz sizi benzersiz bir varlık kılar. Buna ek olarak, hayatın seks, açlık, susuzluk ve ölüm gibi salt reflekslerinin ötesine uzanan özel bir bilince de sahipsiniz. Siz tüm bunların salt fizikselliğini aşıyorsunuz. Siz bir gezegene diğer canlıların sorumlu bir idarecisi olarak yerleştirilen bir varlıksınız. Bu siz tam bilinçlilik kapasitesine sahip olduğunuz için yapılır.

Çevrenizdeki memeli deniz yaratıkları bu tam bilinçliliğin günlük yaşamda ne anlama geldiğinin bir örneğidir. Onların koruyuculuğuna baktığınızda, yaşamlarını gezegensel sisteminizin varlığını sürdürmesini ve gelişmesini sağlayan enerjileri oluşturma sürecine cömertçe ve bütünüyle adadıklarını görürsünüz. Oyna insanlar zamanlarını sık sık çevreyi yok etmek ya da ters biçimde değişime uğratmak, birçok canlı türünü katletmek ve gezegenin temel yaşam yapılarını mahvetmekle geçirmişlerdir.

Dünya’nın fiziksel yapısının ilahi bir amaç için yaratılmış olduğunu söylemiştik. Bu ilahi amaç, Tanrılık âlemindeki melek varlıklar tarafından oluşturulmuş ve Tanrı’nın kalbinden realiteye aktarılmıştır. O bir amaç için yapılmıştı –fiziksel bir ışık yaradılışı meydana getirmek için. İşte tüm Dünya insanları bu süreci anlamalı ve uyanış rollerini üstlenmelidirler.

Gezegeninizde ve güneş sisteminizde, bizim inişlerimiz ve foton kuşağı deneyimi ile birlikte meydana gelecek şey bu cehaletinize son verecek ve hepinizin koruyuculuğun ne olduğunu anlamanızı sağlayacaktır. Koruyuculuk yaratıcı bir idarecilik sürecidir ve idarecilik de, bir türün bir başka türü etkileyen eylem ve faaliyetlerinin tam bir bilinç taşmasına vasıta olmaktır. Çünkü siz insanlar muazzam bir yaşam zincirinin tepesinde bulunuyorsunuz ve bu yaşam zinciri sadece hayvanlardan ve bitkilerden oluşmaz. O ayrıca kayaları, toprağı, suyu, gökyüzünü ve sürünen ya da kaynaşan her şeyi kapsar. Kutsal Kitabınız sizin hâkimiyet rolünüzü çok açık bir biçimde belirtmiştir!

Yine, unutmayın ki yaratılmış şeylerde enerji devaları vardır; bunlar birlikte hareket ederek sizdeki ve tüm canlılardaki büyük yaşam devresini yaratırlar. Bu yaşam devresi, gezegeninizde meydana gelen her şeyin özünde yatan anahtardır. Dünya insanları bu süreci anlamalı ve burada bulunma nedenlerini kabul etmeye ve uygulamaya tam anlamıyla hazırlanmalıdır. Sizler, gezegeninizin enerjilerini herkesin görmesi için mükemmel bir vitrin olarak odaklayacak zarif ve ışıklı bir yaşam küresi yaratmak için hep birlikte çalışan –ve memeli deniz yaratıklarından, Dünya insanlarından ve Leydi Gaia’dan oluşan- büyük bilinç üçgeninin bir parçası olarak burada bulunuyorsunuz.

Sizler gezegenleri, sadece, belli bir yıldızın çevresinde o yıldız ölene dek dönen ve sonunda o da yok olan üçüncü boyut nesneleri olarak görmemelisiniz. İncelenmesi gereken faaliyet bu değildir. Evrendeki her şey belli bir amaçla var olur. Eğer bilinç olarak ve gelecekteki galaktik rollerinizde –hatta evrensel rollerinizde- ilerlemek istiyorsanız, sizin de bu belli amacı anlayıp yerine getirmeniz gerekir.

Bu yüzden, bir ışık, sevgi ve bilinç koruyucusu olduğunuzu ve insanlardan, memeli deniz yaratıklarından ve Spiritüel Hiyerarşi’den oluşan bu büyük koruyuculuk üçgeninin bir parçası olduğunuzu unutmayın. Gezegeniniz şu anda yeni bir Altın Çağ’ın eşiğinde bulunuyor ki bu çağ Dünya insanlarını ihya edecek ve gerçek yuvalarına buyur edecektir. O sizlerin Tanrı’nın niyet ettiği galaktik varlıklar olabilmeniz için geliyor! Bu keşifte siz, olağanüstü gezegeniniz ile ve memeli deniz yaratıkları gibi diğer koruyucu türlerle büyüleyici bir ilişki içine gireceksiniz. Bu ilişkiler içinde siz ayrıca, Tanrı’nın Spiritüel Hiyerarşisi denen o parlak melekler grubu ve yükselmiş üstatlarla da el ele çalışacaksınız. Bu ortaklık, her nereye doğru ilerlerseniz ilerleyin, kalbinizi sevgiyle tutuşturacak ve sonsuzluğunuzu sevgiyle dolduracaktır. Ve sonra, tam bilinçli bir ışık insanlığı olarak, hepiniz ruhunuzun derinliklerinde gizlice fısıldanan o sonsuz ihtişam alemine doğru ilerleyeceksiniz.

Bu bölümde verilen bilgiler hakkında zihninizde birçok soru uyanabilir. Aşağıda, Virginia Washta’ya, “Tanrı ve koruyuculuk” konusunda verilen bilgilerle ilgili sorular sormaktadır.

Soru ve Yanıt Bölümü

Virginia: Bugün kimlerin burada olduğunu lütfen açıklar mısınız?

Washta: Konseyin diğer iki üyesiyle birlikteyim. Bunlardan biri tarih, teknoloji, koruyuculuk ve memeli deniz yaratıkları projeleri konusuyla ilgilenen Mikah; ikincisi ise Teletron’dur, böylece koruyuculuk konusunda istediğiniz tarihi ya da diğer ilgili bilgileri verebiliriz. Lütfen devam edin.

Virginia: Teşekkürler ve hoş geldiniz. Spiritüel Hiyerarşi’nin melekler, başmelekler ve yükselmiş üstatlardan meydana geldiğini söylediniz. Devaların da Spiritüel Hiyerarşi’nin bir parçası olduklarını sanıyorum. Onlar sizin Spiritüel Hiyerarşi tanımınız kapsamına dâhil değil mi?

Washta: Devalar, Spiritüel Hiyerarşi’nin tabanında yer alırlar. Onlar, Zamanın Efendileri vasıtasıyla yüksek boyutsal kaynaktan aşağı çeşitli boyutlara getirilen meleksi enerjileri uygulayan enerjilerdir. Bu enerji, Dünya gezegeninin fiziksel bedenine, hayvanlarına, çeşitli bitkilerine, atmosferine, okyanuslarına ve sularına vs. dönüştürülür. Bu anlamda, devalar Spiritüel Hiyerarşi’nin bir parçasıdır.

Virginia: Lütfen, Dünya’nın büyük başmeleklerini ismen sayıp, bunların hangi boyutta bulunduklarını söyler misiniz?

Washta: Birçok başmelek olduğundan, mevcut durumda en önemli olan birkaç başmeleğin adını vereceğiz. Hepiniz için en önemlisi Başmelek Mikail’dir; kendisi, Metatron ve gezegeninizi ve onun birçok boyutunu kontrolde tutan diğer birçok konsey üyesiyle birlikte bulunmaktadır. Başmelek Mikail, sekiz büyük boyuttan Dünya’ya kadar yaşam enerjilerini yönlendirir, böylece Dünya gezegeni canlı bir biyosfere sahip olabilir. Sonra üçüncü, dördüncü ve beşinci boyuttan sorumlu olan Başmelek Cebrail vardır. Böylece, Başmelek Mikail ve Cebrail şimdi yeni ve muhteşem galaktik insan bilincinin ve bu galaktik insanların içinde yer alacağı uygarlığın enerjilerini getirme süreciyle ilgilenmektedir.

Mikail ve Cebrail, gezegeni tam yükselişine hazırlayan iki büyük başmelektir. Rafael ve Uriel gibi başka birçok başmelek vardır; bunlar dördüncü ve beşinci boyutta bulunarak Cebrail’e bu yükseliş sürecinde yardımcı olurlar. Onlar ayrıca altıncı ve yedinci boyutlara ulaşarak, Zamanın Efendileri’nin sekizinci ve yedinci boyutlardan getirdikleri özel yaşam enerjileri konusunda Başmelek Mikail’e yardımcı olurlar. Ancak Spiritüel Hiyerarşi, Başmelek Mikail ve Cebrail’i, Galaktik Federasyon’un himayesinde Siriuslular ile koordinasyon içinde çalışacak iki resmi idareci olarak atamıştır.

Virginia: Başka bir deyişle, bunların hem Siriuslular’a hem Pleiadesliler’e, hem de Dünya insanlarına hizmet eden aynı iki başmelek olduklarını mı söylemek istiyorsunuz?

Washta: Evet. Başmelek Mikail ve Cebrail, daha çok, boyutlararası meleksi formlardır ve bundan dolayı belli bir güneş sisteminin ya da gezegenin fiziksel enerjisine bağlı değildirler; böylece onlar fiziksel realiteyi (maddeyi) kontrol eden Zamanın Efendileri ile işbirliği yaparlar.

Virginia: Teşekkür ederiz. Başmelek Mikail’in Kutsal Kitap’ta ve diğer kaynaklarda bildirilen “cennette kaybedilmiş savaşı” hakkında yorumda bulunabilir misiniz? Bu nasıl oldu ve şimdi biz hangi noktada bulunuyoruz?

Washta: Bu tarihi olarak ilk yaradılışla ilgilidir. Sizin anlayacağınız, bu şimdiki fiziksel yaradılışta bir temel kavram saptanmıştı. Bu kavrama göre, büyük bir karanlık mevut olacak ve en sonunda büyük bir semavi ışık bu karanlıktan ortaya çıkacaktı. İşte, Kutsal Kitap da dâhil olmak üzere birçok kaynakta anlatılan yaradılış öykülerinde, en başlangıçta karanlığın olduğunun anlatılmasının nedeni budur. Çünkü bu yaradılışın amacı, karanlığın aydınlık kadar büyük olmadığını kanıtlamaktı.

Başmelek Mikail’e, -En Yüce Yaratıcı Güç tarafından bu şimdiki fiziksel yaradılışı nasıl yaratacakları konusunda talimatlar verilen- Zamanın Efendileri ile bu yaradılış için en yüce sınav olmak üzere yaratılan karanlık güç arasında baş aracı rolü oynamak gibi bir ilahi görev verilmişti. Bundan dolayı, Başmelek Mikail sekiz boyutun bir araya getirilmesi ve çeşitli boyutsal meleksi ve başmeleksi güçlerin uygun yerlere yerleştirilmeleri işine yardımcı olmaya koyuldu. İlahi planın istediği bu modeli yaratabilmek için bu karanlık içinde bir varlığın yaratılması gerekiyordu.

Bundan dolayı, Başmelek Mikail, ilahi planın gerektirdiği gibi bir karanlık varlığı yaratacak enerjileri oluşturdu. İşte sözde “cennette savaş”ın ima ettiği şey budur. Bu karanlık varlık Tanrı’nın planı gereğince yaratılmıştı ki böylece, Dünya gezegeninde yaşanacak birçok hayattan, birçok enkarnasyondan sonra, en sonunda karanlık enerji kalıpları yeniden ışığa dönüştürülebilsin. Bu dönüştürme, eninde sonunda, ışıkta yaşayan büyük, ölümsüz varlıkların ortaya çıkmasını sağlayacaktı. İşte Mikail’in enerji modeli ve onun çevresindeki öyküler bundan ibarettir.

Virginia: Öyleyse, onun kendisine ve ışığa direnen bir tür ikiz kardeşe ya da yakın bir alternatif enerji-formuna sahip olduğunu varsayabiliriz, öyle mi?

Washta: Evet. Bu enerji, ona uygulaması için izin verilen ilahi planın bir parçası olarak, onun tarafından yaratılmıştı. O, yaklaşan bu “yükseliş” sürecin bir parçası olarak, bu iki ışık ve karanlık enerjilerini birleştirecektir. İşte bu yüzden, Işık Çağı, Siriuslu ve Galaktik Federasyonlu birçok Zamanın Görücüsü tarafından önceden tahmin edilmiştir. Biz, şimdi bu –karanlığı ışığa dönüştürecek- fiziksel yaradılışı kuşatan enerji kalıplarını anlıyoruz.

Virginia: Tanrı ve Zamanın Efendileri’ni gösteren şemaya baktığımızda, Zamanın Efendileri’nin pek çok sayıda olduklarını görüyoruz. Onların sayılarını yaklaşık olarak bildirebilir misiniz?

Washta: Şunu anlamak önemlidir: Zamanın Efendileri kendi boyutlarında sonsuz sayıda bulunurlar. Milyonlarca ve milyonlarcadırlar. Sekizinci boyutun çok üstünde, En Yüce Yaratıcı Güç’ün ilahi planı altında, fiziksel yaradılışın her veçhesini kontrol eden Zamanın Efendileri yer alırlar. Bundan dolayı, onların sayısı sonsuz denebilecek kadar çoktur.

Virginia: “Zamanın nabız atışı” dediğiniz şeyi biraz açıklayabilir misiniz? Bu ne anlama gelir?

Washta: En Yüce Yaratıcı Güç, en sonunda Zamanın Efendileri’ne bir yaradılışın meydana gelmesi gerektiğini bildirdiğinde, bu Zamanın Efendileri’ne yaradılışın büyük nabız atışını oluşturmaları talimatı verilmişti. Bizim “zamanın büyük nabız atışı” dediğimiz şey, her yaradılışı meydana getiren belli bir zaman kuşağına ya da (birbirini izleyen bir ardışıklık) düzenine sahiptir. Zamanın Efendileri bu “enerji nabız atışını”, ışığını oluşturacak ve her şeyi hâsıl edecek fiziksel yaradılışa taşıyarak işe başlarlar.

Virginia: Zamanın Efendileri’nin ne yaptıklarını daha kesin bir biçimde açıklayabilir misiniz?

Washta: Her Zamanın Efendisi, bu ister sizin galaksinizde bir yıldız sistemi olsun, isterse başka bir boyutta bir yıldız sistemi olsun, belli bir sorumluluğa sahiptir. Örneğin, her meleğin, başmeleğin, hatta en küçük atomun bile –görevi fiziksel yaradılışı sürdürmek ve onu tasarlanmış bir başka hale dönüştürmek olan- bir Zamanın Efendisi vardır. Zamanın Efendileri’nin toplam sayısını milyonlarca yıldan beri saymaya çalışan bazı Siriuslu toplumlar vardır, ama henüz nihai bir sayı elde edilmemiştir.

Virginia: O halde, her bireyselleşmiş ruhun, her enerji kalıbının vs. üzerinde bir Zamanın Efendisi vardır.

Washta: Bir ruhun her parçası için, ve ayrıca o ruhun her veçhesi için bir Zamanın Efendisi vardır; çünkü bir ruh-gücü birçok bireysel varlığa bölünebilir. Ruh, geçmişinde ya da geleceğinde bulunan şeylere bölünebilir. Zaman, evrende aynı anda vaki olan, yani eşzamanlı bir yaradılıştır. O üçüncü-boyut realitesinde bulunanlara ardışık (birbirini izleyen anlardan oluşan) bir şey gibi görünür ama öyle değildir. Bundan dolayı, zaman ardışık olmadığı için, Zamanın Efendileri de sonsuz sayıda olmalıdır. Onlar bu muazzam fiziksel yaradılışın her parçasını kontrol etmelidirler ki, nihai yükseliş gerçekleştiğinde, Zamanın Efendileri ruhu oraya tamamen kusursuz, kesin ama hassas ve zarif bir şekilde getirmeyi başarmış olsunlar.

Virginia: Eğer söylediğinizi anlamışsam, bu Zamanın Efendileri Yaradan’dan gelen küçük ışık huzmeleri (ışınlar), ya da Tanrı’dan doğan ışınlar, öyle mi?

Washta: Onlar sizin realitenizde ışık denen zaman ışınlarıdır. Üçüncü-boyut farkındalığı içinde bulunan sizler anlamalısınız ki tam bilinçliliğe erişinceye dek bu Zamanın Efendileri kavramını kavrayamazsınız. İşte bu yüzden, gezegeninizde bolca bulunan dini mitoloji ve öğreti eserlerinin çoğunda Zamanın Efendileri tam anlamıyla açıklanamamıştır –onlar sizin yaradılış âleminizi kuşatan başmeleksi güçlerle karıştırılıp birleştirilmiştir. Yine de, onlar fiziksel yaradılışın kendine özgü ve hayati bir işlevidir. İnsanlar realitelerinin tam bilinçli veçhelerine doğru ilerledikçe, bir Zamanın Efendisi’nin gerçekten ne olduğunu da kavramaya başlayacaklar. Onlar ayrıca, zamanın ne olduğunu ve bunun Yaradan’ın ilahi planının bir süreci ve zorunlu bir işlevi olduğunu daha iyi kavrayacaklar.

Virginia: O halde, Tanrı ve Zamanın Efendileri şemasına bakıp da sekizinci boyutun üzerindeki realiteyi kavramaya boşuna uğraşmamalıyız, öyle mi? Diğer kitapların, Tanrı’nın yirmi dördüncü, otuzuncu vs. boyutta bulunduğu yönündeki iddiaları konusunda bir yorumda bulunabilir misiniz?

Washta: Tanrı, yaradılışın tüm veçhelerinde mevcuttur ve Zamanın Efendileri sürekli olarak, kendilerinin Tanrı’nın ve ilahi planın iradesi altında hareket ettiklerini söylerler. Bundan dolayı, Tanrı ilahi irade göstererek yaradılış içinde yer alır ve yaradılışın tüm veçheleri bu ilahi iradeden kaynaklanan planı içerir. Biz Tanrı’nın ya da En Yüce Yaratıcı Güç’ün enerjisinin, hem yaradılışın tüm veçhelerinde mevcut, hem de onlar tarafından kullanılmaya hazır, sonsuz bir boyutlararası enerji olduğunu söylemek isteriz. Tanrı, O’nun planını gerçekleştiren ve ayrıca bu enerjiyle bir olmak isteyen herkesle bilgiyi paylaşan temsilcileri vasıtasıyla bilinir.

Tanrı yaradılıştır. Bu kavramı tam olarak anlamak üçüncü-boyut realiteleri için çok zordur, çünkü Tanrı öylesine eşzamanlı (aynı zamanda vaki olan) ve her şeye kadir bir kavramdır. Sadece, En Yüce Yaratıcı Güç’ün daima, tüm zamanlarda, boyutlarda ve tüm yaradılışta mevcut olduğunu hatırlayın. Yaradılış eşzamanlı olarak vuku bulmakta ve tekamül etmektedir; bundan dolayı, Tanrı’nın enerjisi daima oradadır ve daima orada olmuştur.

Virginia: Yakında Dünya insanlarının yeniden kavuşacakları tam Tanrı-bilinci, memeli deniz yaratıklarıyla direkt olarak iletişim kurmalarına olanak verecek mi? İnsanlar ve memeli deniz yaratıkları, otomatik olarak, nasıl işbirliği yapabileceklerini bilecekler mi?

Washta: Yeni çağda, Spiritüel Hiyerarşi, galaktik (Dünyalı) insan ve memeli deniz yaratığı üçlü takımı bir olacak. Böylece insanlar orijinal üçlü takıma geri döndüklerinde, Spiritüel Hiyerarşi’nin istediği gibi iletişim kurabilecek, bu enerjiyi kazanabilecek ve onu ilahi plana göre dönüşüme uğratacaklar.

Virginia: Burada bana çok ilginç gelen bir konuya sapmak istiyorum -1972’de Siriuslular tarafından kurtarılmamız konusunda. 1972’de Spiritüel Hiyerarşi ile Siriuslular arasında ne oldu ki böyle, Dünya’yı Güneş’in mahvedici ışınlarından koruma kararı alınıp uygulandı?

Washta: Dünya üzerinde sergilediğiniz büyük adaletsizliklere karşın, gezegeninizin Spiritüel Hiyerarşisi sizi insanları daima kendi tohumladıkları ve korunmaları gereken çocukları olarak görmüştür. Memeli deniz yaratıkları da bu konuda aynı fikirdedir. Böylece, her iki grup da, özellikle Spiritüel Hiyerarşi araya girerek Siriuslular’a sizin gezegeninizin ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu anlattı. Sadece Dünya’daki yaşamın korunması açısından değil, ama aynı zamanda büyük ilahi planda bir model olarak da.

İşte bu yüzden, biz Siriuslular, kendi galaktik varlıklarımız, meleklerimiz ve başmeleklerimizin yardımıyla, Dünya’nın Spiritüel Hiyerarşisi ile bir araya gelerek, Dünya’yı Güneş’in ortaya çıkan tehlikesinden korumak için bir holografik zarf oluşturduk.

Virginia: Desteğinizin nedenini anlıyoruz, ama hologramın kendisini daha ayrıntılı biçimde tarif edebilir misiniz?

Washta: 1972 yılından beri Dünya’nın çevresinde bulunan şey, şimdi tüm güneş sistemini, Güneş’i ve diğer gezegenleri içine alacak şekilde genişletilen bir holografik imgedir. Şimdi realitenizde, özellikle foton kuşağına girişiniz hususunda ayarlamalar yapılabilir. Aslında bu olayın vuku bulacağı zamanı kısaltabilir ya da uzatabiliriz ve onun tüm güneş sisteminiz üzerinde yapacağı etkileri sınırlayabilir ya da genişletebiliriz. Bu holografik imge ya da ışık enerjisi zarı, ilahi planın güneş sisteminizin foton kuşağına girmesini istediği an gelene dek Güneş’i, gezegenleri ve onlara ait her şeyi koruyacaktır. Bu holografik zar, Sirius Yönetim Konseyimiz’in Galaktik Federasyon’u bizim fikrimizin doğru olduğuna nasıl ikna edebildiğinin –o suretle de Galaktik Federasyon’un bizim müdahalemizi yasaklayan önceki politikasını tersine çevirmesinin- yanıtını oluşturur. Şimdi dikkate değer bir olay vuku bulmuştur! Güneş sisteminizin ve Dünya’nın Spiritüel Hiyerarşileri, Galaktik Federasyon ile, Galaksiniz’in melekleri ve başmelekleriyle –Galaktik Federasyon’un ve onun Merkezi Güneş Konseyi’nin bir parçası olan bu varlıklarla- bir araya gelmiştir. Bu büyüklükte bir olay Dünya’yı tam anlamıyla ve başarılı bir biçimde iyileştirmek için gerekli enerjileri azami hadde çıkaracaktır.

Virginia: Bu büyük merkezi güneş nerededir?

Washta: Bu büyük Merkezi Güneş tüm bu galaksinin çekirdeğinde ya da ışık merkezinde yer alır –buna her şeyin ana kumanda merkezi de diyebilirsiniz. Siz galaksinin merkeze en uzak bölgelerinden birinde bulunuyorsunuz ve Merkezi Güneş Dünya’dan otuz beş bin ışık yılı uzaklıktadır.

Virginia: Foton kuşağıyla ilgili olarak, biz sizin yardımınız olmadan, onun bize sunduğu elektromanyetik şarjı tersine çevirip, onun olumsuz etkilerine karşı koymanın bir yolunu bulabilir miydik?

Washta: Hayır, çünkü siz bu konuda kullanılan ileri boyutlararası teknolojiden yoksunsunuz. Ancak boyutlararası Spiritüel Hiyerarşiler’in büyük şefkati ve deneyimli fiziksel teknisyenlerin yüksek teknik uzmanlıkları sayesinde bu foton kuşağının etkisinden korunabilirsiniz. Aksi takdirde, bu Dünya’yı yok edecek bir felaket olurdu.

Virginia: Onun enerji şarjını tersine mi çeviriyorsunuz? Ya da faaliyetlerini nasıl tarif edebilirsiniz?

Washta: Güneş’in ve tüm diğer tüm gezegenlerin enerjilerini boyutlararası bir düzeyde yeniden polarize ediyoruz. Bu eylem yoluyla, sadece işbirlikçi ve olumlu etkiler için gerekli enerji kalıplarını oluşturuyoruz. Bu, vaat edilen muhteşem Altın Çağ’ın Dünya gezegeninde çok yakında gerçekleşmesine olanak verecektir.

Virginia: Teşekkür ederiz. Yeni Hücreler, Yeni Bedenler, Yeni Yaşam adlı kitabımda DNA/RNA hücresel değişiklikleri hakkında yorumlar yer alıyordu. Gezegendeki titreşim frekanslarında hızlı yükselme göz önüne alındığında, zihinlerimizin, duygularımızın ve bedenlerimizin bu çok yoğun enerji deneyimiyle nasıl başa çıktıklarınızı düşünüyorsunuz?

Washta: Gezegeninizde şu anda her insan –bunun tamamen bilincinde olsun ya da olmasın- büyük ölçüde bir genetik değişim geçiriyor. Bu durum insanları önümüzdeki yıllarda meydana gelecek muazzam değişim-dönüşüm sürecine ve yükselişe hazırlamaktadır.

Sonuç olarak, insanlar fiziksel rahatsızlıklar olduğunu sandıkları bir hayli şeyler yaşıyorlar –bu rahatsızlıklar veya sıkıntılar aslında beyin hücre modelindeki basit değişikliklerden, sinir sistemi devrelerindeki karışıklıktan, kalbe ait değişmelerden ya da hücresel yapıdaki genetik değişikliklerden kaynaklanmaktadır. İşte birçok ani ve açıklanamayan rahatsızlık ve hastalığın ortaya çıkıp, sonra sessizce kaybolmasının nedeni budur. Ve gezegeninizde meydana gelecek değişikliklerin yolunda olduklarını işte böyle bilebilirsiniz. Spiritüel Hiyerarşi tarafından başlatılan süreç, kısmen, bazı süreçleri uzatmak, ama aynı zamanda şu anda gezegeninizde meydana gelen “karmik yükten kurtuluş” sürecini hızlandırmaktır.

Geçenlerde Spiritüel Hiyerarşi kısa bir yavaşlama tavsiye etti, çünkü gezegeninizdeki birçok insanın çevrelerinde meydana gelen değişikliklerden ötürü paniğe kapıldığını görmüşlerdi. Bu yavaşlatma herhangi bir büyük çekilmenin kalıcı olacağı anlamına gelmez; bu arabanızla saatte seksen mil hızla giderken bu hızı yetmiş beş mile indirmek gibi geçici bir ayarlamadır. İlahi planın başarılabilmesi için biz ve siz hala büyük bir hızla hareket ediyoruz! İnsan bedeni üzerindeki incelemelerimiz sonucunda, bu bedenin bu enerji hızlandırmasını desteklediğini ve sergilediğini görüyoruz.

Virginia: Dinlenme, egzersiz yapma, hafif beslenme ve meditasyon belli rahatsızlık belirtilerini ve fiziksel değişiklikleri hafifletmeye yardımcı olabilir mi?

Washta: Bu sürecin tüm insanlarda başarılı bir sonuca ulaşabilmesi için hem bireysel hem grup meditasyonunun, bedensel egzersizin ve uygun beslenme programının uygulanmasını öneririz. Ayrıca, toksinlerin bedenin hücresel yapısından mümkün olduğunca çabuk atılabilmesi önemli olduğundan büyük miktarda sıvı şeyler içilmesini öneririz.

Virginia: Şimdiye dek çift sarmallı DNA’dan on iki sarmallı DNA modeline geçen bir insan oldu mu?

Washta: Bazıları bunun eşiğindedir; ama halen on iki sarmallı zincir gezegeninizdeki insanlar tarafından genetik olarak kazanılmamıştır. Bununla birlikte, önümüzdeki altı ay içinde, bizim tarafımızdan böyle bir ayarlanmanın avantajlarının örneği olmaları için genetik olarak hazırlanan birçok insan başarıyla bu değişimi gerçekleştirmeye başlayacak.

Virginia: Bize zaman ayırdığınız için size çok teşekkür ederiz. Ayrıca, bize yardımcı olan tüm varlıklara da şükranlarımızı ve sevgilerimizi sunuyoruz.

Share

Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.

Copyright © Dünya Ana