MUKADDERAT VE İCABAT - Dr. BEDRİ RUHSELMAN - BÖLÜM 6

Share

http://www.dunyaana.com/images/bedri%20ruhselman%206.jpgTABİAT KAİDELERİ

Büyük dostumuz ve üstadımız olan bir ruh varlığı on beş sene evvel bize şunları söylemişti: ( Tabiat kanunları, bütün avamilde tecelli eden iradei ilahiye kanunlarıdır.) Şu halde, tabiat kanunları veya kaideleri insanların hadisat hakkındaki anlayişlerine göre isimlendirilmiş bir kısım ilahi irade kanunlarıdır.Dünyevi anlayişe göre, tabiat hadiselerinin tetkiki sırasında insanların dikkat etmiş oldukları tabii nizam ve tertiplerden istihraç edilmiş birtakım kaideler vardır. Bunlara öteden beri tabiat kanunları veya kaideleri denilegelmiştir. Fakat unutulmasın ki bunlar da, ilahi irade kanunlarının, bizim alemimizdeki tabii dediğimiz hadiselere ait tecelliyatıdır. Kıymetli ruh dostlarımızdan Akın: << Tabiat kanunları, ilahi irade kanunlarıdır, >> diyor.Tabiat kaideleri, yalnız üç buutlu realite dahilinde düşünmek zorundaki insan oğlunun maddi görüş, araştırma ve hatta düşünce imkanlarına göre müşahede edebildiği hadisatı icaplandıran müeyyidelerdir ki bu nevi hadisat, onun tabiat alemini teşkil eder. 

Tabiat kanunlarının veya kaidelerinin şümulü sahasına mesela: fizik, şimi, astronomi, biyoloji gibi ilimlerin mevzuatı girer. Bir cisim havada bırakılınca yere düşmesi tabiat kanununun bir icabıdır, muayyen şartlar altındaki iki cismin birleşerek muayyen bir cismi meydana getirmesi de gene tabiat kanunlarının icabıdır, tıpkı bunun gibi, semavi ecramın muayyen mahrekler etrafında muntazaman hareketleri, bir ceninin ana rahminde teşekkülü gibi hadiseler de birer tabiat kanununun icabıdır.

Tabiat kanunları ilahi irade kanunlarının bizim alemimizin birer tazahürü olduğuna göre bunları da çerçeveliyen ve bütün kainatın bilmediğimiz sayısız, namütenahi maddi ve manevi hadisatının sevk ve idaresi işindeki icapların tayininde esas olan ilahi irade kanunlarının, bizim ne aklımızın erebileceği, ne de duygularımızın kavrıyabileceği bir hudut ve çerçeve içine sokulamıyacağı kanaatındayız. Bilhassa üç buutlu tabiatımıza ait realitelerin dışındaki maddi, manevi yüksek kıymetlerin nizam ve tertiplerini, şümulu sonsuz olan ilahi irade kanunlarının bilemediğimiz icaplarında aramak lazımgelir. 

Şu halde, dar ve beşeri manada kullanılan ve anlaşılan tabiat kanunları ne kadar mazbut, muntazam ve değişmez icaplar arzederse bütün buları da geniş nizam ve tertibi içine alan ve sonsuz kainatın, yalnız insan müdrikesine değil, insanlardan daha çok, pek çok yüksek varlıkların dahi bize göre muazzam kavrayici kudretleri dahiline girmiyen ve sığmıyan ilahi irade kanunları icaplarının da bu tabiat kaidelerinden daha çok ahenkli, geniş, şümullu ve sonsuz imkanlar arzedici, ve insanların asla kavrıyamıyacağı ve tezat halinde görebileceği namütenahi tahavvülatı vardır. Hülasa, tabiat kaideleri ilahi irade kanunlarının dışında ve onlardan ayrı ve müstakil değil, onların nisbeten mahdut ve muayyen bir aleme ( üç buutlu aleme ) münhasır bir kısmının, gene insan dili ile ifadesidir. İlahi irade kanunları şümulüne dahil olan hadisata misal olarak illiyet prensibini, tekamül kanunlarını, alaka kanunlarını, bir fikir vermek için zikredebiliriz. Bunlar sonsuz ilahi irade kanunlarının,  gene ancak bir insan anlayışı ve duyuşu içine şöyle böyle girebilen pek cüzi hadisata ait kısımlarıdır. Ve bunların dışında daima tekrarladığımız gibi bir bitmezlik, bir hudutsuzluk mefhumu içinde yapılan hadiseler ve o hadiselerin tabi oldukları kanunlar vardır.

BEDRİ RUHSELMAN

Share

Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.

Copyright © Dünya Ana